27 Aralık 2015 Pazar

Bekar anne çeşitleri...

Çeşit çeşit bekar anne var,

Tanık olduğum iki çeşidi, yaşamı herkes için çok zorlaştırıyor..

1-Kadın çalışmıyor. Annesiyle birlikte yaşıyor. Ve okuldan çıkmıyor.

Dolayısıyla okuldaki herkes, kim olduğunu biliyor. Bu kendi çocuğuna da , diğer çocuklara da ve artık diğer velilere de normal geliyor.

Ve asıl sorun bire bin katması .

Yorucu oluyor. İkna olmuyor, büyüttüğü konu ile ilgili küçümsendiğini düşünüyor.

Gerçekten ufak bir konu hafif bir hareketle çözülebiliyorken, o konunun çözümüne değil ortaya çıkmış olmasını konu yapıyor. Sanki pek goygoysuz olan whatsup grubunda, herkes konuyu anlayıp yardımcı olmaya çalışırken, esas sorunu anladığı zaman bir duruyor, bu muydu diye?
Biz 3 veli ayrı bir grup kurduk, acaba gerçek sorun nedir diye. Her seferinde şaşkınlığımızı ifade edecek ikon olmadığına bağlıyoruz konuyu.

2-Aşırı derecede çalışan bir bekar anne. Eski kocası , ne eskide kalıyor ne yeni de . Baba, anneanne, bakıcı, dede-babaanne bakıyor genelde, ileri derecede dikkat eksikliği teşhisi konmuş çocuğa. Diğer çocuklar oynayamıyorlar kendi çocuğu ile çünkü koydukları kuralların hiçbirine uymadığını, her seferinde oyunlarının bozulduğunu söylüyorlar. Bu bekaranne , çocuğun arkadaşları ile birlikte olması için elinden geleni yaptığını sanıyor, kendi çocuğu ile ilgili durumu görmezden gelerek. Geçenlerde benimki  ve bir kaç arkadaşını aldım eve getirdim. Onun oğlu çok ağlamış, "ona ne diyim" demek için beni aradı. toplu halde anlaşamadıklarını, birebir görüşebileceklerini söyleyebilirsin diyebildim. Üzülmeden dedim bunu.

Kimbilir benim ne arızalarım var farketmediğim ..




25 Aralık 2015 Cuma

Bekar anneliğin en güzel tarafı 1. madde

1-Evde oğlan ve arkadaşlarının rahatça kudurmalarıdır.

Buna gönül rahatlığı ile izin vermendir.

İğrenç şakalarına bir müddet sonra gerçekten gülmendir.

Banyoya atılmış muz kabuğu görmektir.

Silahla seni tehdit ettiklerinde, ben ölürsem pizza yiyemezsiniz diye tehdit etmektir.

Diğer çocukların annelerinin , aman kocan gelecek endişesi taşımadan , rahat davranmalarıdır.

Sınıftaki dedikoduları dinlemektir.

Evde kikir kikir seslerin yükselmesidir.

Diğer anneler eve geldikçe evin hali için hayrete düşmeleridir.

Çocukları rahat bırakmak için odanda sakin sakin otururken , seni gözetleme oyunu oynamalarıdır.

Halıya döktükleri her bir çer çöpün bütün eve yayılmasıdır.

Evde bir duvarın boyama duvarı olmasıdır.

Ömür boyu sürmesi temenni edilen arkadaşlıklara zemin hazırlamaktır.

Misafirleri gidince oğlanın hemen uyumasıdır.

Özetle en sevdiğim maddedir.





21 Aralık 2015 Pazartesi

yatacak yerim mi yok ne?

Cuma akşamı,  oğlan babasında, bir süredir bu akşamlarda yalnız kalmak favori aktivitem. 

Arkadaşlarımla çıkar, eve gelir , nerde yere yatay kalırsam orada uyurdum. Dedim mis gibi nevresimleri neden ziyan ediyosun, sabah kafan bi dünya ne gerek var, bundan böyle, böyle böyle dedim. 

Bi arkadaşım whatsuptan yazdı ; "About time" filimini bul izle, kahrol" dedi

Ben de o sırada "Her" filmini izliyodum, televizyona yansıtamadım , laptopta açtım, koltukta , yatakta rahat edemedim, salonda halıya, sağ omzumun üzerine  yattım, laptopu da yan çevirdim. Film bitti. 
About time'ı açtım, canım sıkıldı, kapattım, Bim'den de starwars havlusu falan almıştım oğlan seviyo diye, starwars ı izliym , izlemeyeli yıllar oldu , şimdi bu kılıçtan isteyecek garanti dedim, fiyatına baktım, kapattım, 

Tekli koltuğa geçtim, ayaklarımı sehpaya uzattım, Geçenlerde işyerinden minnoşlardan birinin hediye ettiği "sineklerin tanrısı" nı okumaya başladım, bir sürü çocuk var amaaaan diyip kapattım. 

İnstagram da gezindim. sıkıldım. 1 aydır açılmamış duran 7 otlu çayımı açtım, kettle da su kaynarken dolap kulplarını mı değiştirsem diye düşündüm, çayın yarısını bile içemedim, o nasıl iğrenç bişey..

Kapıyı kilitledim mi diye baktım. 

beyaz sehpa üzerinde oğlan bana kalplı bir kutu boyuyordu, onları kaldırıp temızlesem mi dedim, vazgeçtim. 

Mutfak süngerini , bezini çöpe attım, yenisini çıkarmak için dolabı açtım ki , yoğlar, bitmiş..

Eve alınacaklar listesi yaptım , yılbaşı ağacının ışıklarını yaktım, diğer aydınlatmaları kapattım. 

anneannemin ördüğü battaniyeyi aldım dolaptan ,yine yere yattım, sol omzuma bu sefer, laptopu çevirdim, oz büyücüsünü açtım bu sefer, uyuyakalmışım doroty sarı tuğlalı yolda şarkı söylerken, saat 02:00 gibi falandı herhalde uyudum. Saat 07:00 , iş için hazırmış gibi uyandım, sol yanım ağrırken...

17 Aralık 2015 Perşembe

Aaaaaa; Ex ŞoK !!!

Salak.
TDK:
 sıfat Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan (kimse)
"Hem evli barklı bir kadın olduğundan haberi yok mu bu salak şeyin?" - A. Kutlu


Salaklığı evlilik kelimesini içeren bir cümle içinde açıklamış Türk Dil kurumu. 

Evlilik:
isim Evli olma durumu
"Demek bu bile bizi önünde sonunda evliliğe götürecekti?" - A. Ağaoğlu

Neyse, Konu bu değildi  ...

Son Patlama ile Ex ; hafta içi istediği zaman oğlunu gören, hafta sonu 1 gece oğlu ile uyuyabilen, istediği zaman oğluna telefon açan bir baba iken , yalnız  hafta sonu 1 gece yatılı şekilde oğlunu görebilen bir duruma geldi.

Ve Ex şok olmuş ...

Oğlanı aldığı gece bana uzun uzun mesajlar attı .. 

Oğlan uyumuş, arayabilir miyim dedi ardından, aradı.

Benim bu hareketi yapabileceğime hiç ama hiç ihtimal vermemiş. "Şok oldum" dedi.

-Neden ihtimal vermedin biliyo musun ? 

-Yani anlamıyorum . dedi.

Çünkü ne yaptıysa, ne söylediyse, nasıl hırladıysa, nasıl seviyesizleştiyse de ben oğlum ile babasının ilişkisini zedelemedim. Oğlum babasına hasret kalsın, Ex de benimle olan ilişkisinde , kendi oğluyla cezalandırılsın istemedim. Her mahkeme aynı kararı vermiyor, bizim durumumuzda 15 günde bir gece çocuğunu alıp görebilecek, ve yaz tatilinde 1 ay ...

15 gün çocuğundan ayrı kalabilir mi bir insan, kalmasa keşke. Ya o çocuk, 15 gün içinde yaşadığı hangi olayları paylaşacak babasıyla...Bu birbirleriyle istedikleri zaman görüşmeleri , 15 günden günaşırıya getirmiştim . Bunun nedeni senin düşündüğün gibi mükemmel bir ex koca olmandan kaynaklanmadı. İki nedeni vardı, biri vicdanım - "sende olmayan", ikincisi oğlumun boşanmamız nedeniyle babasına özlemle zarar görmemesi.

Ve şimdi ne oldu ExoğluEx ? Sen ikinci maddeyi farketmemişsin. Kendin , kendi oğluna zarar verirsen, benim vicdanım bu şekilde hareket eder. 

"Şok oldum!" dedi 

Açtım baktım TDK'ya bu söz grubu bu kadar çok aranmasına rağmen bulunamıyor.
şok olmak sözü bulunamadı.
26 Eylül 2006 tarihinden itibaren 189.366.224 kez söz arandı.


Bulamadık Ex, bu kadar insan aradık bulamadık....

Vicdanım hala yerindeyken oğluma zarar verirsen alabileceğim önleme Şok olsan nolur, bulunamıyor.




29 Kasım 2015 Pazar

Huzur

Patlamadan sonra, babasında ilk kez kalışında Sabaha kadar film seyrettim. Ertesi günün akşamında gelecekti. İstanbul dışına çıktım sabah arabaya atlayıp, öğleden sonra geri geldim. Oğlumun arkadaşının annesini aradım, yarın senin minnak bize gelsin , sabah bırak , akşam alırsın, sen de kocanla nefes al dedim, sonra da patlamayı anlattım.
Oğlum geldi akşam , Ex ile bakışmadım bile.
Sarıldık,
Pizza söyledik.
Film seyrettik.
Uyuduk.
Sabah arkadaşı geldi.
Şu anda salonda kikir kikir , fıkır fıkır oyun oynayıp eğleniyorlar.
Ben de odamın şeklini değiştirdim. Birazdan nutellamı da bilgisayarın yanına koyup ekran yerine ceviz ağacına bakacağım.


Bin Şükür.

26 Kasım 2015 Perşembe

Patlama!

Ex , çocuk yanındayken , ben telefonun diğer ucundayken , kendi evindeyken bişileri tekmeledi, fırlattı. yarım saat içinde çocuğu bana getirdi.

Babam üzerinden çocuk ile irtibat sağlayabiliyor. Artık istediği zaman göremiyor.

Çocuğa, o daha doğmadan önceki kavgalarımızı anlatmış.

Yoruldum.

Şımarık, arsız, ahlaksız, kibirli, bok suratlı pislik!

9 Kasım 2015 Pazartesi

Oğlu iğne olurken ağlayan baba var afedersin...

Ya noluyo koçum size? Çernobil mi dürttü sizi ?

Ne ağlıyosun çocuğun dibinde...Dirayetli olamıyosan olma çocuğun yanında....

Ex de çocuğa aşı yaptırmamak için neler neler neler yapmıştı...

Aşı olurken her çocuk gibi bizimki de bastı yaygarayı, kucağımda çocuk, kapıya dönük ayakta , ciyaklamayı duymak istemeyen Ex... O sırada götünü dönmenin çocuğa ne faydası vardı, e dingil..

Yıllar geçti...Şimdi evinde kedi var, kediye aşı yaptırmıyor..

Böyle adamların rasyonel herhangi bir davranışı olmuyor, malesef...





5 Kasım 2015 Perşembe

Ex ve oğlu

oğlan devlet okuluna gidiyor.
ben düz-devlet okullarına gittim hep, ingilizce bilmemenin acısıyla karşılaşınca , kurslara, sonra çalışmaya başlayınca da özel ders alarak çözdüm ama çok zaman kaybettim.

Ex istanbulun en iyi anadolu lisesine , en iyi ing. eğitim veren ün. okumuş , üzerine de fransızcayı öğrenmiş.

İstedim ki oğlan ing. erken öğrensin, mümkünse özel okula gitsin, sadece lisan için ... Devlet okulu olunca , boyama kitabından hallice ingilizce kitaplarıyla bu işin olamayacağını hatırlayınca, okula yakın bir anadolu lise vakfının kursuna yazdırmıştım, ancak minnoş ve ex birlikteliği ile o kurs hepimize zindan oldu, yollarımız ayrıldı.

Şimdi oğlan ingilizceden nefret ediyor, benim de şu an hiç mi hiç umurumda değil. Kronik "Senkronizasyon" sorunumuzdan dolayı  şu anda Ex in gündeminde 1 numara. Kitaplar sipariş etmiş falan....

Dün akşam aradı, biz de hot wheels in son 5 senede aldığımız tüm yollarını birbirine ekleyerek , tüm odayı kaplayacak bir projenin en önemli yerindeydik, o araba seçiyordu, ben köprüyü düzeltiyordum, sen işini bölme ben açarım dedi , açtı;

-Alo, neden aradın baba?
-Aaaa oğlum , canım sen mi açtın nasılsın?
-İyiyim , noldu?
-Şey yarın okulda ingilizce dersin var ya , ödevini yaptın mı?
-yoo , yapmadım,
-Alooo süperbekaranne sen orda mısın?
    -Evet
-Neden yapmadınız ingilizce ödevini _
   - Okulda unutmuş kitabını
-E bir hafta oldu , baksaydın çantasına, hatırlatsaydın çocuğa...
-Sen niye bi hafta önce hatırlatmadın baba? Her gün beni okula bırakıyosun neden son gece söylüyosun ha? Yapmadım, yapmayacağım.Şu anda müsait değiliz , kapatıyorum.

Küt!

Kapattı telefonu.

Bana döndü;
-anne sana vosvos buldum, arkasında da roketi var, hızlı gidersin , olur mu?

Seni yerim maymun , yerim...

1 Kasım 2015 Pazar

Bacağını Salla-MA!

Ex ile evliyken ,  sakin, huzurlu bir ortamda hiç bir başka neden yok ise bacağını sallaması yüzünden kavga ederdik.

Deprem oluyor zannederdim, beni müthiş huzursuz ederdi

-Yapma rahatsız oluyorum
-Yapınca da ben rahat ediyorum
-Deprem oluyo zannediyorum , korkuyorum,
-At artık şu korkunu.
-Sen yapma
-Benim babamda yapar, biz böyle rahatlıyoruz. ....
-....
-....

Geçen gün oğlan ödevini yaparken yanına çağırdı, çektim sandalyeyi, oturdum.

Bacağını sallamaya başladı!!!!


-Sallama bacağını!!!!!
Yükselen sesimden şaşırmış gözlerle;
-Babam da sallıyo ama :/

-Ben biri ayağını sallayınca deprem oluyo zannediyorum, depremden de çok korkuyorum, biliyorum baban da sallıyor, ama benim yanımda sallama , ben korkuyorum, babana da sallamaması için çok söyledim ama sallamaya devam etti sen etme lütfen.

-Sen deprem sandığını babama söyledin mi ki?
-Evet
-Tamam , sallamam.
-Teşekkür ederim.

Kocaman sarıldım, çocuk aptala döndü son bir dakika içindeki halimden...

1 hafta sonra baskete götürdüm, Ex de geldi. Oğlanı ekrandan seyrediyorduk, konuşmazken, aniden döndü ;

-Beni sert bir şekilde uyardı minnoş, bir daha senin yanında bacağımı sallamamam için.
-????
-Sordum nedenini, "sen dediğimi yap" dedi. dedi

Aramızda geçen diyaloğu anlattım,

Kafa salladı , ben de salladım....

Dişlerim kaşındı , gidip bi ısırıcam oğlumu..



22 Ekim 2015 Perşembe

Ataşehir kebapçı , çocuğa asit atma dehşeti!

Olayın faili belli olmuş. Çocuğun annesinin eniştesi.

Enişte yapmış.

Eniştenin de aynı yaşlarda bir çocuğu varmış.

Eniştenin çocuğu aile içerisinde, baldız çocuğundan daha az ilgi görüyor diye , baldız çocuğunu küçük düşürmek için, çocuğa evden aldığı , içinde boya olduğunu tahmin ettiği spreyi, baldızı ve arkadaş grubuyla yemek yerken , çocuğun bulunduğu oyun salonunda sıkmış.

Haberin içeriği ile ilgili o kadar çok küfür edebilirim ki.

Ancak bir konu var. Haberlerde sürekli annenin yeni boşandığı, annenin avukat, boşandığı kocasının doktor olduğu yazıyor.  Neden? Bu bilgilerin konu ile sonuç ile ne ilgisi var?  yok. Boşanmış kadının takıkları olsun, eski koca dehşeti olsun, avukat olmasından mütevellit işiyle ilgili düşmanları olsun, dul kadının başına gelenler/gelebilenler/gelecekler....Haber bunları yazamıyor açık açık ama , sana bütün bunları düşündürtüyor. Esasen konu, ruh hastası, aile içine sızmış bir ............. nin  yaptığı................lik.  

Madem öyle,

O Enişteyi , dul kadınlara/bekar annelere verin. Bırakın biz hallederiz kendi aramızda.

Bizim de kendi içimizde sıkıntılarımız var.

11 Ekim 2015 Pazar

ayak bileğini bacak üstüne atmak-kahvehanede oturur gibin.

Oğlanı hafta sonları baskete götürüyorum, ctesi babası , pazar ben idik aslında. Ama oğlanla ex kavga edince iki günde bana kaldı.
Konu ex değil şu anda, onunla ilişki çemberimi daralttım, beni daraltamasın diye, canım gıybet yapmak istemiyo bi de manyağın biri yüzünden...
Çocuklar antremandayken, ana - babaları salona almıyolar, dışarı televizyon koymuşlar , ordan seyredebiliyosun. Ay ne iyi etmişler.
İki tane tv var, geçtim birinin karşısına, kahve almak için kalktım , bi tane anne yok seyredenlerden, hepsi baba...
kahvemi alıp geldim , aynı onlar gibi oturdum ,sol ayak bileğimi, sağ dizimin üstüne koydum, bi de çektim elimle...Ne rahatlık.
Bi dahakine dünyaya kelebek olarak değil, halis mulis türk erkeği olarak gelmek istiyorum.




5 Ekim 2015 Pazartesi

Hasta olmak vol:583

Çok sık hasta oluyorumn , mevsim değişimlerinde.
Yine dün akşam çok kötüydüm.
Odama uzandım, oğluma hadi sen de yat dedim. hiç itiraz etmedi. Ama bi dakka dedi.
Telefonumu aldı, spotify açtı, relaxing piano classics vol:1 açtı ki bu benim dinlediğim bişey değildi, başucuma koydu.
-Biraz rahatlatır bu müzik seni, iyi geceler .dedi. Gitti yattı.

Ağladım .

Seni haketmek için her ne yaptıysam aferin bana , di mi bebeğim...



28 Eylül 2015 Pazartesi

Affet - Sev- Nefret kendine zarar canım ....Bi S.G.

Nefret çok güççlü bir duyguymuş hakkaten. Damarlarından kezzap akıyorken , sırtını buza dayıyorsun, duygunun tanımı yok. 
Ama ne diyorlar , affet, her şeyi affet, sev, özür dile, mutlu ol...pembecik ol. bulut bulut ol..Deterjan reklamı ol...

Dene tabi. Ama olma. Bence yani. 

Mutsuz olmak iyi gelir bazen. Nefret seni korur. 

Başta pembecik olmaya çalışırsın, bi bakmışsın ki bayram günü çocuğu teslim alırken, babası elindeki parayı, bu eski kayınvalidenden oğluna, bu eski kayınpederinden oğluna, bu eski görümcenden oğluna, bu girl friendden oğluna. edasıyla parayı sana uzatır. Bunu da oğlanın cüzdanına koyarsın der sana..

Şimdi pembeciktim ya ben , Ex ile çocuk al-ver dışında bir ilişkim kalmamıştı hani çıkarttım attım ben o giysiyi üzerimden başlarım böyle aşkın......diye  bir ıslığımla geri çağırdım tüm nefretimle, karşısındaydım. 

-O para bu eve giremez.

Bunu demezden evvelki Ex'in yüzündeki gurur ,kibir, şımarıklığı gördüm ben. 
Senin evinde , oğlunun cüzdanına da , kalemtraşına da müdahale ederim ben derken gördüm. 

Bir dondu, bir kaldı, yarı üzgün yarı şaşkın , yarı gülümser bir ikon suratıyla , neden ki , ne var bunda? diyiverdi. 

O para bana , oğlumla birlikte , Ex ve ailesi ile geçirdiğim anlara geri döndürdü,  aman canım affettim kendimi de onları da, sağ omuzumu da öpmüştüm noldu kuzum bana, al o parayı , koy oğlann cüzdanına , ne var ayol bunda, 

Bazen oğlumdan borç alıyorum ben, o da arada kızıyo, hatırlatıyo falan ,  hoşuma gidiyor, o para benim bu özgürlüğümü engelleyecek , 
şimdi o parayı almasam minnoş üzülür mü , ne der, hemen sağ bacağımda kendisi şu anda...

Babanda hiç paran yok, onda da kalsın biraz di mi? dedim.

Oluur , faketmez benim için dedi. 

Afferin lannnn, affeerrriiiimmm .....

Pembecik iken o parayı alıp gülümseyip , aaaa tabi olur teşekkür ederiz mi demeliydim. 

Nefret iyidir. Unutturmaz. Aptallaştırmaz. Özgürlüğünü korur. Kim çıkardı bu affetme muhabbetini de ben de içimde buldum kendimi ...Umursamayacaksın ama affetmeyeceksin. 

Ne diye affedecekmişim . Affetmiyorum. yanan kalelerime yaklaşamayacaksın.





















27 Eylül 2015 Pazar

Erkek dayanışma derneği

Kamu spotu yapmışlar.

https://www.youtube.com/watch?v=rHwOcuv1PNQ

İzlemeye durumu olmayanlar için yazayım, şunları demişler;

-Her gece size şiir yazmak zorunda değiliz.  PİF

-Bizden her an romantik olmamızı beklemeyin PİF

-Uzun uzun yazdığımız mesajlara iki kelimelik  cevaplar  vermek sizi biden daha cool   yapmaz

Bulaşık yıkıyordur abla, coolluktan değildir o , sevdiceğe neden kısa yazsın, ha bulaşık yıkamıyosa bi düşün

-Ankara da deniz olmayabilir ama orada da yaşamayı öğrenmelisin.

"Deneyebilirsin" olmalıydı yüklemin. Oda değiştirmek bile bazıları için travmatik, "öğrenmelisin" ne? Öküzsün

-En ufak bir tartışmada facebook ta fotoğraflarımı silemezsin

Senin en ufak dediğin tartışma , zurnanın zırt dediği, bardağın taşan damlası falan hangi deyimse işte odur. 

-En ufak bir tartışmada beni facebook undan silemezsin

Yukarıdakiyle aynı... İlave olarak hayatından siler atar. 

-Benden kıvanç tatlıtuğ gibi yakışıklı ve kaslı olmamı bekleme. Mal bu (göbek -kıl focus on)

Önce saçlarını tara kardo

-Tek bi mesajına 7 dakika geç cevap verdim diye bana 7 gün trip atamazsın.

PIF

-saçlarındaki şukadarcık kırığı aldırdığını farketmedim diye bana öküz diyemezsin.

Ruhani değişiklikleri , kırgınlıkları anlamadığınız , kaşlarını aldır, dibin gelmiş vs. gibi uyarılarınla fiziksel durumu yakından takip ediyorsan, o aldırılmış saç kırıklığını da fark edeceksin arkadaş.    Etmiyosan öküz der. pardon yani. 

-ilişkimizdeki yüzelli özel günden üç tanesini hatırlamadım diye bana odun diyemezsin.

ay birini hatırla, unutulmaz kıl, bak ömrü boyunca bişi yapmana gerek kalıyo mu?


-------
kardeş sen çok yanlış gelmişsin.

Bu yazı dün gece uyutmayan gök gürültüsü nedeniyle internetteki komiklikler arasında bulunan videonun komik olmaması üzerine yazılmıştır.





20 Eylül 2015 Pazar

ilşki durumu karışık - Grinin Elli tonu - twilight

Hepsi aynı tabanda .

Kadın, erkeğin tipine göre nispeten  çirkin . Kadın çirkin olmasa bile kompleksli, kompleksli olmasa bile sıradan, sıradan olmasa bile adam aşırı aşırı aşırı aşırı yakışıklı.

Çok aşırı aşırı  yakışıklı adama aşık oluyor esas  kadınlar, çok ama.. Bu adamların ortak özelliği çok yakışıklı olmaları, bu kadınlara karşı korumacı olmaları.
Seyrederken ulan diyorsun, bi için sızlıyor yalan değil...

Kadınlar da aptal aptal hatalar yapıyorlar, bu hatalar elbette erkeklerin sözünden/korumasından çıktılarında anda olup başları ciddi belaya giriyor mutlu son elbet.

Masal değil mi ya?

ayyy biyere bağlayamayacağım konuyu, çok doluyum.

8 Eylül 2015 Salı

Oğul

Ben oğlumu sünnet ettiremiyorum, sorguluyorum, neden olmalı diye, henüz ikna olamadım. Gelenek/din/sağlık???
Canı çok acır mı, narkozla mı olsun, olsun mu? Olmazsa ne olur?

Adamın biri diyor ki teröristlere, sünnetsizdir onlar.

Eğer sünnetsizleri zorunlu askere almıyor iseniz , kararımı çok kolaylaştıracaksınız bayım.

Oğlum iki gündür babasında. Haberleri takip etmekten , iş yerinde kafamı toplayamıyorum, akşam eve gidip, televizyon karşısında öyle duruyorum.
Oğlumun haftasonu çektiğim çok güzel, güleç , tam çocuk fotoğrafına bakmaya korkuyorum, utanıyorum.


Bebeğinin şehit haberini almak üzere olan anneler , evlerine doğru gelen askeri görür görmez kafa çeviriyor, yüzünü başını elleriyle kapatıyor, arkasını dönüyor, çöküyor, bağırıyor, bağırıyor. Reddediyor, bağırıyor. Baba sanki anlamamış, önce bir hanım sakinleşsin düzeltiriz durumu der gibi reddediyor.

Yanacak o kadın, vücuduna ateş saplanıp ölmüş oğula yanacak. Oğlunu özledikçe toprağına gidecek, başucundaki suluğa temiz su koyacak, gül ekecek, Dağlana dağlana ağlayacak. Dua edecek. Yasin okuyacak. Artık bayramlarda oğlunu ziyarete o gidecek.

Allah'ım! yardım et bu kadınlara. Evlatlarına doyamayan anneleri de tez vakit yanlarına götür,
Sabır ver ya da...

O giden delikanlılar için ne diyebilirim ki ...

Oğul bu , saksıda solan menekşesine üzülen kadınların , oğulları ölüyor.

Allah'ım! gerisini sen biliyorsun. Amin.









28 Ağustos 2015 Cuma

SeKTöR!

Ex ile ben apayrı sektörlerde çalışageliyoruz.

Benim yaptığım işle ilgili bir işi olmuş , bazı soruları vardı, mail atarsan cevap veririm dedim .

Atmış. 18 maddelik soru listesi. Kim olsa cevap vereceğimden , yazdım gönderdim. Bir yerlere takılmış, aradı, telde anlattım. Teşekkür etti , kapattık.

2 hafta geçti. O işi olmamış, bana karşı tarafa kurduğu cümleleri söyledi,

İçerik değil , tamamen nitelik.

- Öyle denir mi ya , dedim.

-amaaan sen de bişey anlattın diye.......

başladı.

Sanki yanımda 67 yaşımdaki halim duruyo, "kapa kızım kapa" diye telkin ediyordu beni.

Sakince, sinirlenmeden, hoşçakal diye kapattım .

Aa Aaaa delinin zoruna bak dedim.

Eskiden burdan sonra zilyonlarca sıfat takardım kendilerine, şimdi işim olmaz tatliş...

10 Ağustos 2015 Pazartesi

Kraliçeyi kurtarmak !!!!!!

Yaz tatili ödevi kitap okumak, okul tatil olur olmaz gittik , seçtik birlikte kitapları.


Günışığı yayınlarının Kraliçeyi kurtarmak adlı eserini de aldık.
Yavaş yavaş , akşam yatarken okuyoruz birlikte, kraliçenin evlenmediği adam onu zindana atıyor, kurtulması için , 3 çocuk buldukları kitapta matematik sorularını çözmeleri gerekiyor.
Gerçekten çok güzel bir kitap ama yarısından sonra bizimkine biraz uzun mu geldi nedir ;

-Ya anneeee yaa , kraliçe de evlensin , sonra boşanır işte ne var yaaniiii, kimse bu soruları çözmek zorunda kalmaz, o da zindan da beklemesin yaaniii..

Yani kraliçe , çok şımarıksın.



6 Ağustos 2015 Perşembe

Yol arkadaşı

Dün babasında kaldı . Ben de film izledim.

Boşandığımdan beri bir kez olsun bir "yol" arkadaşı istememiştim ta ki filmin 14 saniyelik sahnesini görene kadar.

Çift bir yerden biryere arabayla gidiyorlar, dedikodunun dibi..

Ahhh dedim bu ya, bir ilişkinin en güzel anı bu , burnumun direği sızladı resmen.

Benim oğlan da arabada castır castır müzik dinlemeyi seviyo artık , eskiden iki laflardık aynadan kikirderdi , büyüdü şimdi bi havalar falan...

Yaa dedim bir yol buddy si olmaz mı,.Olmaz elbet ama olsa ne güzel olurdu,  giderken , konuş ta konuş, dinle de dinle...3 senedir özlediğim tek şey buysa madem , taksiye daha sık binmeliyim.

5 Ağustos 2015 Çarşamba

Kendimin kuaförüyüm

Eskiden bir zamanlar, saçımı istediği gibi kesen , boyayan İbo vardı. Sonra başka bi yere geçti, ben de oraya geçtim anaaaaaa beni bi kazıkladı bu, zaten hep çok verirdim ama bu sefer bokunu çıkardı , renk desen rengarenk, kesim oğlan çocuğu gibi..
Çektim elimi ayağımı, küstüm falan...Sonra bekarlığa geçtim falan bu takıntı son sıralara düştü, değişik değişik yerlere gittim. Sonra ombre boyalar çıktı gittim aldım boyadım çok ta güzel yaptım. Sonra canım kahkül istedi , kestim, dün akşam da saçımı 3-4 parmak kısalttım.

kafanı yere paralel aşağı doğru bakacak şekilde tut. saçını ortadan ayır, uzun tarakla tut-kes-tut-kes..bu kadar. 
Sonuç ;


Şimdi iş yerindeyim , birinin de saçın çok güzel olmuş demesini bekliyorum ama yok bacım...cık...
Evime en uzak kuaföre gidip çocuk hastaydı da saçımı kesti eğlensin dedim  ehehhee demeyi bekliyorum ...


4 Ağustos 2015 Salı

Anneannenin kaybı

İlk defa bir cenazeye baştan sona tanıklık etmek insanı bir tuhaf ediyormuş. 

Ben lisedeyken, dayım 36 , anneannem 58 yaşındayken , dayımı beyin kanamasından kaybetmiştik. 
O zaman dayım kocaman adamdı bana göre, şimdi dayımdan büyüğüm. 
Hayatıma uzun süre yoğun etkisi olmuştu bu olayın. 

Bayram , yılbaşı, annelergünü , tatiller, doğumgünleri her ne varsa eğlenip kutlanmaya dair, anneanne de dahil edilir, kimse sevinemez, mutlu olamaz, çiftetelli ağlanarak oynanır-dı. 
Boşandıktan sonra , oğlanı götürdüğüm pedagog anneannemin yükünü taşıdığımı söylemişti bir kaç kez konuşunca...

Öyleydi gerçekten, çocuğum yokken evlat acısını yürekten yaşamıştım , bir annenin ne kadar yandığına an be an tanıklık etmiştim. Dedemi 6 yaşında iken kaybetmiştim pek bir anım yoktu ama anneanneme hayatı zehir ettiğini , her anneanne ziyaretinde dinlediğimden , korkunç bir evliliğe bir kadının nasıl katlanabildiğini öğrenmiştim. Anneannemin acılarına saygı duyup, onun kaderi olduğunu kabul edip, vedalaşma ile ilgili de bir çalışma yapmıştık pedagogla. Kendi hayatıma döndürmeye çalışmıştı beni. Bana saçma gelmişti o zaman ama belki de iyi gelmiştir bilemedim. 

Boşandıktan sonra, bayram vs. benim için tatilden fazlası değildi, oğlan için de sadece tatil olsun istedim. Büyüklerimizi yeteri sıklıkla görüyorduk.  
Bu anneanne ziyaretlerinde, anneannem belki ex ile  ilerde barışırsınız alt mesajı verdiği anda durgunlaşıyordum; anneanne neden? demek istiyordum ama canım da istemiyor gibiydi kafa sallıyor çıkıyordum sonra  anneme söylüyordum, sen söyle , bana bunu söylemesin diye...Pek işe yaramıyordu anlaşılan. Daha az gitmeye başlamıştım. Annem çok bozuluyordu, bu konu yüzünden kavga ediyorduk sıkça. Sonunda bi daha asla bu konu hakkında konuşmayacağını hakkında bir posta konuşması yaptı ve konuşmadı. 

Üzülmedim öldüğüne gerçekten. İçim cız etti, cenazede ağladım , ama gerçekten de üzülmedim, Oğluna kavuştu işte dedim. Şimdi annemden bana doğru falsolar bekliyorum, sen zaten anneanneni sevmiyordun diye kafasında kurduğu sürüyle...Hazırım. 

9 Temmuz 2015 Perşembe

Erkek İşi - Goygoy

İlk erkekişi tecrübemi boşandıktan sonra arabayı servise verirken edinmiştim. 

Evdeki Elektrik-Elektronik arızalarda da temkinli olarak yetkili servise gönderir 1 ay bekler , dünya ödeme yaparak, işimi çözmeyi öğrenmiştim. 
Bilgisayarda ciddi bir sıkıntı oluştu, yetkili servis küçük bir bilgisayar parasına mal olacağını söyleyince vazgeçtim. Gittim Kadıköy deki elektronik çarşısına.. Teslim etmeyecektim, yanımda açsındı, parça varsa hemen değiştirsinler, yoksa kaça ise sipariş edelim diyecektim. 
Gittim. En ücra köşedeki dükkana girdim pasaj içinde , plak çalıyorlar, yeni pikap tamir etmişler..çok güzel bir beyaz orkide var, güneş görmez odada. Kocaman puntolarla da yazmış Çiçeğime Dokunma diye. 
Buyur abla dediler , 
Verdim bilgisayarı , anlattım, 
Otur , çay iç dediler, 
Oturdum,
içtim. 
Film var mı dedim sizde 
Önüme laptop getirdiler, seç dedi. genç olanı, sonra bana film tavsiye etmeye başladı, Al Pacino'yu anlatıyor. 
Dinliyorum.

Plak dinledim , 17 tane film seçtim, 8 i oğlan için... Bilgisayarım 100 TL ye tamir oldu. Orkide den bahsettik,o kadar canlı ve çiçekliki , yapay mı diye mıncıkladıklarında çıldırıyorum diye anlattı burada benim içimi açıyor demesini dinledim 24 yaşındaki delikanlının. Çok güzel film muhabbeti yaptım. Çok güzel çay içtim.

Çıktım . 

Neden erkek doğmadığma üzüldüm. 

28 Haziran 2015 Pazar

Eşcinsel evliliği

Bir türlü anlamadınız eşcinsel arkadaşlar. Evlenememenin aşkınızı ne kadar diri tuttuğunu..

Amerika'nın size vermiş olduğu en büyük özgürlük olan "evlenmeme" yi elinizin tersiyle ittiniz ya ne diyebilirim ki... Vatana millete hayırlı olsun.

Amerikanyalı boşanma avukatları, malı götüreceksiniz , hadi...


22 Haziran 2015 Pazartesi

Tembelliğin cezası = Güneşin kızları

Bir uyuşukluk, bir yarım kafa halleri , bir esneme....böyle bir hafta geçirdim , ta ki iş için cuma akşamı istenen bir rapor olana kadar...

Cumartesi oğlanla...
Pazar oğlanla...
Geçti bile.

Halbuki Cuma gece yapabilirdim. Yapmadım. Canım sadece esnemek istedi.

21 haziran Pazar , saat 23:15
Laptop lütfen açılır. Rapor dosyaları açılır.Müzik açılır huzurlu huzurlu. Sonra kalkılır. Mutfaktan Nutella ve Kahve alınır bir daha Nutella almamaya yemin ederek...
Müzik kapanır zira gereksiz huzurludur. Televizyon açılır. Kanal D : Güneşin Kızları adında yazlık bir dizide karar kılınır.

Bekar anne: Güneş,3 kızı var. Güneş ile evlenmek isteyen , çocuklarını da çok seven, çok nazik , çok kibar çok zengin ideal bir adam.
Ama adam arıza, tabi henüz sadece çok yakınları biliyor durumu, kadına karşı 10 numara 5 yıldız herşey.Uykum öyle bir açıldı, öyle bir enerjim yükseldi ki, reklam aralarında raporu bitirdim.
gecenin 2 sinde mail attım.

Müthiş güvendiğim bir ilişkide karşılaştığım sırttan bıçaklanmadan sonra,  ikiyüzlülükten sıtkı sıyrılmış bir insan olarak , gece gece korktum ya... Sanırdım ki , artık ben çok manyağım , elime düşen ilk adamı paralarım , adam da mal değilse, ben de şu halim gibi malsam zaten biter o ilişki, en sağlıklısından. Ha olmaz ya hasbelkader biraz normale dönersem  , ha yine olmaz ya, düzgün gözüken bir herif çıkarsa, ben anında topuklarım haberin olsun.


Şu raporu cuma gecesi bitirseydim, şu an yine esneyerek kahvemi koyuyor olacaktım. Ama diken üstündeyim sanki abin kapı önünde gibi. Bitirdin KanalD beni bitirdin.
Güneş kızım , sen de ağlama yalnız yaşlanıcam diye... Yaşlanınca bakarız..Bekar annelere göre bir huzur evi projem var, yan odamı sana ayarlarım , konkene gelirsin.  Öptüm.

28 Mayıs 2015 Perşembe

Lambader ve Süperbekaranne

Çocukluğuma bir özlem sürekli var. Ama nedense bizim evde olmayan ama komşu evlerde olan adının yıllar sonra lambader olduğunu öğrendiğim ürün ile ilgili araştırmalar yaptım. 

Çok modern olanları var artık, çok soğuk ..

Ne ikea sı kaldı, ne gitti gidiyor.com u ...

İnstagramda çok meşhur/sosyetik  bir "junk"çı da gördüm. Bayıldım bayıldım, hemen fiyatını sordum, hemen cevap verdi, 950 TL dedi. Tişikkir idirim. deyip konuyu kapattım. 

Bir gün işten çıkıp ,kös kös eve giderken, eskicinin önünden geçerken , kafayı bi kaldırdım, aaaaa, lambaderin ayağı var, şapkasız. Ayağı da işlemeli falan yani baktım, çok güzel bir ahşap, 80 TL dedi, ama şapkası yok dedi, olsun ya dedim içimden , Derya Baykal girdi içime bir an.. Ben ucuz bir şapka bulup istediğim gibi yaparım. 

Eve getirdim, temizledim, duy ve kablosunu değiştirdim. şapkasız bile güzeldi. Sonra ikea dan düz bir şapka aldım, ahşabı çok güzeldi, şapkası düz olabilirdi. Gel zaman git zaman o şapka renksiz geldi. Tuhafiyeden abuk sabuk ponponlar, fırfırlar, adını bilmediğim bişeyler daha aldım. 
Aşağı yukarı şöyle bişey ;





Bir arkadaşım geldi kahvaltıya, oğlan babasındaydı. Ben de eşofmanlarla çok güzel bir kahvaltı masasında kendisini bekliyordum. 

Salona girer girmez lambadere baktı, bana baktı, bir kaçkez...

"Şu lambayla sokakta yanyana yürüsen , bu kokoşluğu ile ona talip çıkar sana bakan olmaz."

Mavi ekran.

24 Mayıs 2015 Pazar

Yaldur yuldur

Pek meşhur bir anne var blog yazan..

Buralar dutluk iken, Bloglar  bir revaçta iken okuyordum, ara sıra yazılarını paylaşanları görünce denk yine düşüyorum.
Görevli olduğum bir organizasyonda karşılaştık. Normal normal, herkes gibi, çocuğu herkesin çocuğu gibi...
Ertesi gün organizasyonda çocuğu ile ilgili hikaye yazmış, ay şöyle cinlik yapmış, böyle bıcırlık yapmış evladı...
Ayol hepimiz ordaydık be...Diğer tüm çocuklar gibiydi..ne bir eksik ne bir fazla...Yazının altındaki yorumları okudum, mikkemmel anne, çık ıkıllı çıcığı, ...organizasyondan organizasyona akan bir hayat...
Sonra , iki gün sonra kocasıyla birlikte gördüm, nası kavga ediyorlar, ikisi de sinirli sinirli yürüyorlar..Halbukim pek sorumlu bir karı koccaydılar..
Yok arkadaş yok..
Bi daha bana yakalanma, üzerim.


21 Mayıs 2015 Perşembe

Güzelin ölümü

Her gün kadına şiddet, cinayet, yaralamaya teşebbüs...her Allah ın günü.

Psikolojik şiddet devede kulak bize, işyerinde trafikte...

Artık çirkin bir kadın öldü mü , haberler okunmuyor bile, ama güzel suratlı olsun, günlerce konuşuluyor. ölüyoruz ikiyüzlülükten vıcıkvıcık.

Haberlerin altındaki yorumları okuyunca, "ama yazık pek güzelmiş" yorumları gırla..

Kadın olarak yorumumuz anca güzellik çemberinden geçerse ...

Erkek neden şiddet uyguluyor?  İşyerinde, okulunda, komşusunda, o kadar ezik , kompleksli büyüyor ki birlikte şanseseri olduğu kadının kaderine kadar s..kiyor. Boktan hayatının bütün acısını böyle çıkarıyor.

Ahlak seviyemiz, acıma seviyemizle eşitlendi artık. Tamız.

11 Mayıs 2015 Pazartesi

100 lira

Yoğun trafikte, orta yaşlarda bir kadın yanaştı , arabanın sağ ön camına ..Açtım, annesini gösterdi yolun kenarında acılar içinde kıvranan, kolunda diğer kızı olduğu tahmin ettiğim birinin desteğiyle zor ayakta duran.

-Hanımefendi, annem az önce kemoterapi aldı, otobüsten indik, şimdi fenalaştı, paramız yok, hastahaneye ......

Anne, kanser, kemoterapi,parasızlık,çaresizlik......

Çok yakından tanıdım bu grubu, cüzdanımda 150 tl vardı. 100 tl sini verdim, diğer 50 tl yi de verecektim ama, kadını utandırmak istemedim, sonuçta sadece taksi parası istiyordu.

100 tl verdim. Çok teşekkür etti , O da annesinin koluna girdi, taksi bakınmaya başladılar. Trafik açıldı.

Sonra hiç görülmeyecek bir yerde gördüm alt yola inince, 3 ü de gayet sağlıklı maşallah, yürüyorlar.

Sonra bir adam yanaştı,  "yahu bütün gün bu çayırda yatıyorlar, çok para vermedin işallaaa dedi.

Verdim la...
Çok para verdim.

65 yaşında bir teyzenin, 35 yaşında 2 kadınla birlikte yol kenarında tiyatro sahneleme kabiliyetine haiz olacağını 1 sn. bile düşünmedim.

Bunu kime anlatsam rahatlayamayadım.

Babam : "akıl parası" dedi.
"Ama senin vicdanına konuşmuş kadın, sen oğlanı okuldan alacak olmasaydın, kadınları hastaneye götürmeyi de teklif ederdin" dedi.

Ederdim.

Kadın kadın

Bir iş arkadaşımla öğlen yemeği yerken , arkadaşım arkadaşına rastladı. bıcır bıcır bir bayan. Evli . Kaynının bişeyinin düğünü varmış, eski elbisesini giymiş, fermuarı yardımsız kapatamamış, o da alışverişe çıkmış.
-Eşinden yardım isteseydin , eminim olurdu sana. dedim.

Bahsekonu bayan 34 beden , olsa olsa 34,5 olmuştur, ufak bir dürtmeyle içine giremeyeceği bir kıyafet olamaz.

Koca koca ela gözlerini daha da açtı;
- ayol dedi
-Ben hiç kocamın aklına "karım da kilo almaya başladı" karpuzunu düşürür müyüm? dedi

Ben de çekik sayılan gözlerimi açmaya çalıştım ama gözlerimde serinlik hissettim vazgeçtim hemen, ağzımı açtım şaşırmak için.

Kadınlık budur abi..Beni ve arkadaşlarımın %70 ini bir odaya koy 1 ay, bu öngörü aklımıza gelemez. Biz bilemedik.
-----
Ex Bu anneler gününde birlikte kahvaltı yapmayı, çayır ormana gitmeyi teklif etti.
"ben senin annen değilim" dedim.
Bana ilk anneler günümde bir çöp almayışı, tebrik etmeyişi üzerine "sen benim annem değilsin ki" deyişini kabul etmiştim oysa ki..Yaptığım sen de naz ben de kapris karşılığında "çocuk bakımı" ile ilgili bir kitap almıştı bana...
-----
Kadın var, kadın yok..

4 Mayıs 2015 Pazartesi

Ex'e mektup..

Hata yapıyorum.

Müdahalelerine maruz kalıyorum.

Su şişesi, ponpon, ayakkabı, kaban, yelek, pijama, çorap , seyredilen film, her şeye  yorum yapıyorsun. iyileştirme / iyilik adı altında... Sabırla dinliyorum , yapıyorum ya da yapmıyorum ya da kavga ediyorum.

Farkettim ki bu ; "Özgürlüğümü kısıtlıyor."

Eski koca, iyi baba, ellerim üstünde görüntüsü verme saplantın ve vicdanının tuhaf kırıntılarıyla özgürlüğümü kısıtlıyor , olamadığın aile babasının egosunu yaşamak istiyorsun.

Bu sene tatile gitmeyeceğiz , ex çekirdek aile olarak. Geçen senelerde ben izin vermemiştim ikinizin bir arada gitmesine. Tuhafça temmuz ayında 30 gün boyunca babada kalacak maddesinin etrafında kavga ettik , sene içinde 15 günde bir yerine haftada 2 gün görme şartıyla yer değiştirdik .Bu yaz gideceksiniz baba-oğul. Kıvranıyorsun ama  tatile geleyim diye, eşlik edeyim, oğlanın yemesi , paklanması, ilaçları, kremleri, şapkası, gözlüğü vs.vs....uğraşacak biri lazım. O uyuyunca , dışarıda hava alman gerekecek...Şimdi , benim de tatile gitmem için kaynıyorsun .

Neden yedin beni 2 yıl? Neden oğlunla tatile gitme özgürlüğünü elimden almış olduğumu söylemeden duramadın? Açıkça ikinizin eve 50 metre uzaklıktaki parkta bile yaşadığınız aksaklıkları örnek verdiğim halde, neden bu tatilleri senin ile tekrar birleşmek için kurguladığım iddasında bulundun?

Çok bencilsin.

O sırada kavga etmen makbuldü. Şimdi iyi geçinmen... Kimin için? Senin için elbette...

Senin başka bir insana dönüştüğünü anlamam zaman aldı bu benim sürecimdi.  Benim de başka bir insana dönüştüğümü anlamam zaman aldı. Şimdi sen kendi sürecini yaşıyorsun. Senin kadar kaba olmadığım için anlaman belki biraz daha zaman alacak.  Sonucu peşinen kabul edersen , hayat hepimiz için daha kolay olacak. Yok , her zamanki gibi yaşayarak öğrenicem , belki güclü, yoğun duygu ve düşüncelerimle değiştireceğim, yöneteceğim diyorsan;
Ellerini yıkadıktan sonra , dua etmezsin ama edermiş gibi aç, sağ olanın avucunu yala...




28 Nisan 2015 Salı

Sanat Ölmeyecek!

Pinpon oynayamazdım çok beceriksizdim.Sürekli  izlediğim için iyi oynayanların aynı zamanda derslerinde falan da başarılı olduğunu ya da bi işi çok iyi yaptığını falan düşünürdüm.
Pinpon oynamayı denediğimde , topun gelebileceği açı , yer, hız vs. olasılığı o kadar çok gelirdi ki ben de öyle kilitlenir kalırdım.

Ben kavga etmede de çok başarısızdım.
Yani kavga konusu belli ama başka bir konudan saldırıya cevap veremezdim.

Ama beni Ex,büyük usta ,yetiştirdi.

Geçenlerde olan bir felaket ve çok endişelendiğim bir yakınımında içinde bulunduğu bir durumda , hiç tanımadığım biriyle yazılı olarak facebook ta tartıştım. Adamın verebileceği her saçmalığı her saldırıyı 4 cümlede peşinen yazdım. Ardından 8 -9 tane cevap yazdı, hiç bir şekilde rahatlayamadığı belli olan.....
Usta mertebesine eriştiğimi sosyal hayatta da kendime ve sosyal medyada kanıtladım .

Dün müthiş bir kavga ettik yine Ex ile. Ama sanki 1500 tane elim var da pinpon oynuyorum o rahatlıktayım. Takır takır takır takır takır devam ediyoruz. Aslında kavga etmemekle kendimi eğitmek üzereydim, başarıyordum da....Ancak, aileme çakınca kavga etmemeyi seçmedim, seçebileceğim bir olgunluk vardı yapmadım. Ve kavganın gidişatından hiç rahatsız değildim, Ex bir yoruldu, bir yeter dedi, bir kapatalım bu konuyu dedi...Yok usta dedim o iş öyle olmaz...devam ettim. Pes etti. Çok yoruldu, aslında öyle demek istemedim de bunu demek istedime döndürdü ...o zaman bıraktım.

ne demiş samurai ;

"Çırak ustayı geçmezse, sanat ölür"


23 Nisan 2015 Perşembe

Maymun

Şehirdışına gittim. iş için. Oğlan babasında kaldı. 23 nisan sebebiyle döndüm ama bu sefer hava muhalefeti nedeniyle okulda ki  gösterisi 24 Nisan'a ertelendi, bugün işe gelmek zorundaydım, ve gösteri şu saatlerde hayata geçiriliyor. Babası , anneannesi , teyzesi , dedesi orada olacak, ben yokum.
Dün gece uyumadan evvel söyledim ona, önce itiraz etti, sonra açıkladım, peki tamam dedi. Demek zorunda kaldı. Vicdanen kahrolmam gerekiyor belki , ama yok, gayet rahatım. Onun için çalışıyorum. Bugün işte olmak zorundayım.

Maymun Prens adında bir çizgifilme gittik 23 Nisan'da ex , minnoş, ben.
Filmin orjinal adı babamı neden yemedim falan gibi bişi anladığım kadarıyla...
Hayatımda ne oyuncağını, ne biblosunu, ne resmini görmekten hoşlandığım iki varlık var. Maymun ve Kelebek. Vıcık vıcık maymun dolu bir animasyon izlemek çok sıkıcı ve zordu.
Maymunlardan midem bulanmış şekilde sinemadan çıktık.

Neden filme ex ile gittim?
Oğlan babasında, beni de özlemiş, Ex dedi ki, sinemaya gitmek istiyor 23 nisan da bir sinema geliyormuş , ama ikimizle gitmek istiyor.
Çok özledi beni, babasıyla da iyi vakit geçiriyo demek, ok dedim.

Sonra oğlan babasının uzakta olduğu bir anda, "bugün bana oyuncak alır mısın?" dedi.
Alırım , neden babanın uzakta olduğu anı bekledin , onun yanında da söyleyebilirdin
En son oyuncak aldığında hiç susmadı, bir daha oyuncak almamakla ilgili . dedi.

Oyuncakçıya gidelim dedim, bugün 23 nisan ,para da kazandım burada değilken , oğluma 23 nisan hediyesi alalım.
Gittik, yüz kağıdı okuttuk, en helali hoşundan...

Şimdi işteyim.

Çalışayım biraz.






16 Nisan 2015 Perşembe

Kınadığını Yaşa-Ma!

Gittim, sınıfta tüm velilerin ve Ex'in  ve öğretmenin olduğu Whatsup grubuna oğlanın tembelliği ile ilgili mesaj attım, başka bir tembel çocuk annesine  yazdığımı zannederken, oğlanların tembelliklerini yarıştırırken....

İngilizce dersine çalışmamak için, derse ilgisizce  adını verdiğini yazdımmmmmm...Sonra bişiler bişiler.....

Aaaaa bi baktım bin kişi görmüş mesajı...Annaaayyyy yandım Alla yandım şeklindeydim.

Diğer tembel çocuk annesi durumu toparlamaya çalıştı.

Ama Ex şahane bir cevap yazarak toparladı ....

Hayır bizim oğlan tembel değil . Ödevini yaparken sıkılmasını biz önleyemiyoruz blablablabla...

Çok değil, o mesajdan 10 dakika önce,adeta göbeğimi kaşıyarak "ehuehuehuehue ne salaklar nasıl karıştırıyolar , yanlış yere mesaj atıyolar" dedim.

Veli toplantısına işim nedeniyle gidemeyince Ex gitti.

Oğlanı okuldan alsam iyi olacak sanırım.

Amaaan bahar geldi be yaaa....Düzelir...




13 Nisan 2015 Pazartesi

Ex eve gelirse...

Oğlan hasta, evde..haftasonu..

Babası konsola tenten oyununu yükleyebileceğini söylemiş, konsolu kendi evine alarak.
Oğlan hafta sonu tutturdu.
-Babam gelsin burada yapsın , gitsin. Sadece oyun için istiyorum başka birşey yok. dedi.
Onunla o kadar net konuştum ki zamanında ,babasıyla barışmamız ile ilgili umutlanmasın diye. İstediğini anlattıktan sonra , iş çevirmeyeceğini de anlatmak zorunda kalıyor yavrum.

Oyunlarla ilgili çok yem atmıştı ortaya 2 sene önce "anneeee, babamın evinde bir oyun varr , görsen bayılırsın, gelsene, arabalar çok hızlı gidiyoo"
bir klasikti.

Kendince çok uğraştı. Ama artık vazgeçti.

Yine de Ex'in eve gelmesi, halıma ayaklarını basması, su içse vereceğim bardak... Bunları düşündüm ilk , yalan yok.

Sonra Ex i aradım. Oğlanın hasta olduğunu biliyordu, isteğini söyledim.

Saat 16:00 da gelebilirim dedi. Geldi. Evime ilk kez giriyor.

Ne kadar güzelmiş eviniz dedi. Teşekkür ettim.

Duvarda pinokyo bisikleti görünce şaşırdı, birşey demedi.

Salona oğlan götürdü, hemen oyunu yüklesin diye, ben de mutfakta işim olduğunu söyledim.

Kıkır kıkır sesi geliyordu ufaklığın sürekli. Neyse halletti babası istediğini, kibarca gitti.

Oğlum : "sadece oyun için demiştim sana, di mi?" dedi.

Endişelerimi ne kadar gösteriyorsam hala...Affet oğlum...



9 Nisan 2015 Perşembe

İlişkide / Evlilikte sorun yaşayanlara tavsiyeler-im

Ayrıl - Boşan.

Bu kadar.

Vizyonum, tecrübelerim, huzurum buna işaret ediyor.

Geçen hafta ise bu şahane tavsiyemi, hamile bir arkadaşıma bunu söylemek üzereydim. Son anda durdum.

Bana ilişkisini anlatana, başından söylüyorum, ben yol gösterebilecek biri değilim, iyi bir danışman olamam, katıyım çok ..... "Olsun olsun" diye başlıyorlar anlatmaya.. Verebileceğim tek bir akıl var "ayrıl-boşan" 
Ama tek bir şartım var dediğimi yaparsan, gelip bana ağlama.. O zaman ,genelde ayrılıp ayrılamayacağına karar veriyorlar, yok asalında seviyoruma geliyor konu...

Ayrılırsan da devam da etsen iki ayrı cehenneme çıkıyor. Ayrıldığımdaki cehennemin sonu lokuma çıktı benim için. Sevgili arkadaşlarım için ne olur bilemem/bilemezler. Yaşayıp , her türlüsünü görebilirler.

30 Mart 2015 Pazartesi

Hanım kız

Hanım kız demişki kızların erkeklerden daha az miras alması nörmel çinki  erkeklerin ev geçindirme zorunluluğu var. Abla diyeceğim alınmazsa kendisine, gerçi ben ondan büyüğüm ama düşünceleri ufkumu açtı, saygımdan... Ben niye daha önce düşünmedim. Evi erkek geçindirecekse, taktırıcam bi tane, her şey yerini bulsun.

Bir de Babamın iki kızı var. Napak şindi?

Allah gecinden versin, mirası kaldığı zaman , biz kahrolmuş olucaz. Babiş hayattayken bunu ne ara , neden düşünelim ki, mirası hangi cins kardeş, hangi arada , nasıl paylaşsın? Bilemedim.

Babamın iki erkek torunu var. Napak şindi?

Ege'de bir köyde çok tatlı insanlarla tanışmıştım. denize yakın zeytinlikleri kızlarına verirlermiş eskiden, dağa yakınları oğlanlara..Oğlanlardan biri tanıdığımda 65 yaşlarındaydı. Denize yakın olanlarda zeytin ağaçları verimsiz olurmuş. :)) Ama dedi ki : kardeşlerimiz dertlerini bize anlatamazsa eğer, bilir ki , güvencesi var. Zeytinlikler onun.
Kızlar şimdi köşe :))

Babama dedim akşam,  oğlanlara vermek gerekiyomuş mirası, bizi zor durumda bıraktın, kardeş gerekiyor.

-Senin oğlan,  benim oğlum,




28 Mart 2015 Cumartesi

süt sağma makinesi

Oğlum doğdu. Emzirme ile ilgili büyük sorunlar yaşadım. Bir süt sağma makinası edindim. Oğlumla emzirerek kuramadığım ilişkiyi bu makinayla kurdum. Makina resmen konuşuyordu.

-Bo-ğul-can, bo-ğul-can, bo-ğul-can, bo-ğul-can, bo-ğul-can, bo-ğul-can, bo-ğul-can, bo-ğul-can

başka bir seferde ;

-Yap-ma, yap-ma, yap-ma, yapma, yap-ma, yap-ma, yapma, yap-ma, yap-ma, yapma, yap-ma

başka bir seferde ;

-Noool-du , noool-du ,  noool-du ,  noool-du ,  noool-du ,  noool-du ,  noool-du ,  noool-du ,

gibi.

Süt sağacakken , şimdi ne diyecek acaba derdim. ama en çok bu üçünü söylerdi.

Emzirmekten de , süt sağmaktan da nefret ettim.
Öyle bir dönem ki , kabuk olmuş uçlardan süt getirtmeye çalışıyorsun, çocuk doktoru, kocan ve herkes, süt sağmak, emzirmek ile ilgili konularda baskın oluyor. Kendini kötü anne olarak yazıyorsun bir kenara.. Emzirirken çocukla göz teması kurduğun zaman, yaşanan masalsı anlar bizde olmuyor, çocukla karşılıklı ağlıyoruz. Neyse öyle böyle büyüyor.

Sonra kardeşim doğum yaptığı sene hastanede gece ben kaldım. Yeğenim çok küçüktü ve hastane süt sağma makinası getirdi odaya. gecenin 2 si , süt sağıyor. ben de seyrediyorum. Konuşmuyoruz.

-Abla . dedi.
-Söyle canım . dedim.
-Bu makina konuşuyor olabilir mi?
-Boğulcan diyo di mi ?
-Saçmalama ne konuşması deseydin kendimi çok kötü hissedecektim .
-Başka şeyler de diyecek biraz sonra , göğüs değiştirince falan ...
-Tamam..Susmayacak mı hiç.
-Yok.
-Tamam.





26 Mart 2015 Perşembe

Kabus Combo 2!!!!

Neler yaşatıyorsun bana aptal beynim.

Dün rüyamda , çok güzel bir tatil yerindeyim. Düz ayak deniz, kenarda tahta masa sandalyeler var, oğlan arkadaşlarıyla güvenli şekilde oynuyor. Bir şey almak için odaya gidiyorum, geri dönemiyorum, merdivenler daralmış, Ex aradan diyor ki , boşver ben bakarım oğlana, sen de odada takılırsın tatilde.
Evliymişiz.
Ben neden boşanmadım diyorum kendi kendime,sonra gerçekten boşanma kararı alırken ikilediğim, acaba dediğim anlarda ya pişman olursam anlarımda , evli kalma kararı aldığımı hatırlıyorum.

Sabaha karşı uyandım, o merdivenlerin arasından geçmeye çalışırken...Yüzümü yıkadım, aynaya baktım. Gözkapaklarımla kaşlarım arasında kalan bölge gözkapağıma dahil olmuş, kalbim hala hızlı atıyor.

Ya öyle olsaydı...Çok şükür..


21 Mart 2015 Cumartesi

Küflenmiş

Cuma babasında kalacakken, ev alışverişini yapıyorum, bizim sokakta küçük bir marketten küçük küçük 3 tane koridor var, bize yetiyor.

Mahalleden bir  komşumuz geldi 30 lu yaşlarında , aynı sokaktayız ama bizzat tanımıyorum aşinayım.

"Ya sizden dün akşam bir ekmek aldım, şurdan, köy ekmeği, sabah kahvaltı yaparken bir baktık küflü"

Çok normal bir şikayet. Dinleyen çocukcağız da "kusura bakmayın abla, yanında mı ekmek biz de iade edelim"  dedi.

Sonra kadın ;

-Ya şimdi eşim ekmeği görünce çok sinirlendi, o sinirlenince ben de ekmekte küfsüz yer var mı ona baktım, çoluk çocuk  eşimle kahvaltı ediyoruz kırkyılda bir, öyle ki sucuk, yumurta , herşey var masada, ekmek yok. Ben öyle ekmeğin yenebilecek bir tarafı var mı diye bakarken eşim saçmaladım diye bana kızdı, düşün sabahın köründe eşim kalktı fırına gitti, (bu arada fırın da marketin üst sokağında) Eşim ekmeği de çöpe atmış. Köy ekmeğiydi herhalde, çavdar dı belki de şimdi tam hatırlamıyorum ama eşim çok sinirlendi. 

Sorun ekmeğin küflü çıkması değil, küflü çıkmasından dolayı kadının eşinin yaşadığı ve yaşattığı hayal kırıklığı. Küflenmiş olan kim/ne , bir daha bir düşünsen keşke...



19 Mart 2015 Perşembe

şöyle böle

Hatırlamıyorum kaç sene önce ,  blog okumayı keşfettiğim zaman , şimdi çoğu küsüp giden , ailesinin, çocuğunun her detayını, en yeni fotoğraflarla tutan , yayınlayan , bloggerları takip ediyordum. Bir gün birtanesi kahvaltı masasının fotoğrafını çekmiş, koymuş. "küçük detaylarla evdekileri mutlu edebilirsiniz, bakın ben ne güzel yaptım, ne güzel mutluyuz" tadında bir yazı yazmış. Ben de altta kötü yorum yazanlar olur ya, haset falan , onlar gibi bir yorum bıraktım sanırım; "Yanındakilerle zaten mutluysan, gazete kağıdı üstünde yemek bile ne güzeldir"

Sonra kadın bana yazmış yazmış...
Sonra diğerleri de yazmış..
Linç edildim sanırım.

Ne kıskançlığım kalmıştı, ne beceriksizliğim. Blog dünyasının kirlendiği, falan falan.....

Halbulki ben o zaman çok mutluydum. Becerikliydim.

Pariste 1 gece fazla kalmak için çubuk krakerle beslendik , ucuz şarapla. Monaco'da yat klübünün önünde şapkalı teyzelere karşı carrefour'dan alınan açık salatalardan yedik.  Klimasız arabayla yaz tatilinde , arabada uyumayı göze alıp çıktık yola. Çantalarımız, eşantiyon, havlularımız, salı pazarı...

Hiç bir zaman çiçekli pembeli çay takımı almadım. Alsaydım böyle olmaz mıydı?

Şaka la şaka...

Bugün bir blogger ben gidiyorum diye trip atmış, çok kalabalık buralar diye... swh :/

Vay Gidene ...

Bir arkadaşım blog yazarak çok etkin olunduğunu, eşantiyon, indirim falan gırla olduğunu anlattı.
Sen de yaz dedi buradan habersiz...Kaç kişi takip etcek, falan dedim..Ooooo dedi.. Aman amaaan dedim. Sanki kapıda dizilmişler, 10000 takipçi var, kurabiyeyi reddetmek zorunda kalırsam ne yapacağım diye içimi bi sıkıntı aldı.

Bugün bir tuhafım.





13 Mart 2015 Cuma

itiraf

-anne senden bişey sakladım.
-??? öyle mi?
-evet
-peki..
-şimdi ingilizce ödevimi yapmamıştım ya, öğretmen ödevlere bakarken sıranın altına saklandım. Ama bişey deme sen bana tamam mı?
-tamam
-demicek misin?
-paylaştığın için teşekkür ederim.
-tamam.


12 Mart 2015 Perşembe

kötülük, haberler, ülke falan

Artık hiç bir haber okumuyorum, hiçbir köşe yazısı, hiç...

Çok rahatladım.

Gerçek araştırmaların yapıldığı , 1 sayfayla özetlendiği, kaç yıllık araştırma ürünü olduğunu, bilimsel verilerin nasıl toparlandığını falan okumak , beni daha iyi hissettiriyor.

Bir makalede kötülük ve mutsuzluk ile ilgili genlerin araştırılması vardı. Çok büyük kötülükten değil, mesela sınıfta diğer çocuklarla sürekli alay eden , yolda yürürken ona buna sataşan, iş yerinde her an herkese laf sokmaya hazır tipler. Bu insanların çokluğunun nedeni neymiş.

Basitçe şöyle, mutlu ve iyi insanlar mağaralarda yaşadığımız zamanlarda etrafta dikkatsiz, hayat dolu gezinirken hayatlarını vahşi hayat düzeninde kaybetmişler , yem olmuşlar.

Mağaradan çıkmayan , sürekli mutsuz, fesat, tüm dünya bana düşman, ben de kötülük düşüneyim insanları hayatta daha uzun süre kalmış, Ve bu insanlar , diğerlerine kötülük yapmak için geceleri uyumamışlar, düşüncelerini olgunlaştırıp, harekete geçmek için gece saatlerini beklemişler.

Araştımanın sahibi, "benim de içimde "evil" duygular var. Bunu sık hissediyorum. Sebebini araştırmaya kendimden başladım, sonra deney grupları oluşturdum." Diyor.

Özetle , kötü ve mutsuz olmanın sebebi , "öyle doğmak" , doğuştan. Sayılarının çokluğu da diğerlerinin daha çok ve çabuk elenmiş olması.

Kötüler, mutsuzlar , sizi suçlamamak lazımmış.

1 Mart 2015 Pazar

eehhhhh beee

Oğlumu babasınıdan alacağım , iş çıkışı...Tam kapı önünden değil bir alt sokağa parkediyorum, oraya getiriyor. Parkettim , aradım. "Hani işten çıkarken arayacaktın?" dedi. Müthiş sinirli. "Unuttum. Şimdi bekliyorum" dedim.

5 dakika bekledim. İşte iken, cep tel. titreşimdeydi, öyle kalmış. Caddeye inip beni aramış Ex , duymamışım. Son kez çaldırırken cebi farkettim ama o sırada ex beni gördü zaten.

Allahım o surat...Anlatamayacağım. Oğlanı arkaya oturttu. Kemeri bağladı. Sonra yanıma oturdu. Oturacaktı , çünkü yol üstünde bir yerde bırakacaktık onu , konuşmuştuk daha önce , ama o suratla değil. Sonra bir şey söyledi bana. Konuşma olsun diye, cevap vermedim. Oğlum sordu " anne , babamı duymadın mı?"

Bütün gücümü yavaş araba kullanmaya veriyordum. Arabada çocuk var, ex domuzu yanında ama her zamankinden sakin kullan , çünkü saçmalayabilir/im.

Başka zaman oğluma , ayy duymadım çünkü dikkatimi vermedim, şu kıyafetçiye bak ya böyle kıyafet mi olur falan gibi konuyu değiştirirdim.

Ama yapmadım.

Dedim ki : "Benim ile bu kadar çatık kaşlı biri konuştuğunda , iletişim kurmak istemiyorum."

Babasına dedi ki "neden kaşların çatık?"

O da benim işten çıkarken aramadığımı, cep telime bakmadığımı , bu yüzden sinirlendiğini anlattı.

"Ne var ki  bunda?" diye bağırdı. Çocuğunu azarlayan 1970'lerin babası gibi azarladı ama.

"Cep tel ile arayacağına , daha dikkatli baksaydın yola "dedi.
"İnsan unutur" dedi, "ne var işten çıkarken unuttuysa aramayı" dedi.

Sonra ex ineceği yerde inemedi. Bizimle evin parkına kadar gelmek zorunda kaldı , çünkü oğlan susmadı.  Arabadan indik, Ex "özür dilerim S.B.Anne" dedi

Kısaca bizim orda göte göt denir.

25 Şubat 2015 Çarşamba

Kabus Combo

2000 yılının yaz döneminde mezun olup sonbaharda ilk işime başlamıştım. 2001'de çalıştığım sektörü daha çok etkileyen bir kriz olmştu. Sonra kabuslarım başladı. Lise döneminde kredili sistem kurbanlarından biriydim, fizik dersi seçerdim müzik alırdım, kimya seçerdim, psikoloji alırdım..
Rüyalarımda beni liseden çağırıyorlar, kredilerimi düzgün dolduramadığımdan  ,liseyi tekrar okumam gerekiyor. Bu da demek oluyor ki üniversiteyi de tektat okumam gerekiyor..Böyle bir acayip uyanırdım.

Dün gece kabusta combo dönemine girdim sanırım. Liseden arıyorlar, Ve ben hala Ex ile evliyim, o dönemde boşanamamışım. Eski , en sevmediğim işimdeyim. Lise, üniversite tekrar okunacak, işsiz kalınacak, Ex ile aynı evde...

3'te uyandım. Kalktım. Oğlumun yanına yattım, güzel gıdısını öptüm.

24 Şubat 2015 Salı

Sn.Çizgi film yapımcısı,

Oğlumun kuzeni (yaş:2,5) yani benim cücebücür yeğenim, anneannedeler, tv açık peppee var.

Peppee çok mutsuz , çünkü annesi ve babası çalıştığı için sıkılıyomuş falan.

Oğlum anneannesine dönüp;
"ya benim annem de çalışıyo ama çalışmadığı her zaman benimle ilgileniyo , o yüzden ben sıkılmıyorum, yani annem çalışabilir."

Annem aradı, anlattı bunu...Eridim..

Caillou nasıl yazılılıyo hatırlamıyorum (kayyu) , Fransa'nın kel oğlanı işte, oğlum da ben de sevmezdik, böyle çocuk böyle anne olur mu diye..

Sonra dizi şeklinde olan çizgi filmleri sevemedik .

Pembe Panter ve Tom&Jerry izledik internetten sadece. Ve elbette animasyon filmleri.

Verdiğiniz mesajlardan gına geldi çocuklara da..Empati yapmaktan sıkıldılar  ve artık kendilerine değil  karaktere acıyorlar artık.

Vazgeçin.

Totoro seyredin arada bir. Feyzalın.


22 Şubat 2015 Pazar

Pu-An

Hava güzel...
Oğlumla dışarı çıktık. Evimizin bazı eksiklikleri var, dolap gibi , birlikte seçeceğiz.  Ama o dönen koltuk istiyor. Anlaşamıyoruz. Sonra parasını biriktirip alabileceğini söylüyor. Tamam diyorum.

Sonra Ex arıyor. Okul çantası onda kalmış. Biz uzaktayız diyorum, oraya getireyim diyor. Sabah getirirsin diyorum, yok ben de bişiler bakıcam zaten diyor.

Geliyor, Yemek yiyoruz üçümüz.Problemsiz.

Kasaya geliyoruz,

"benim kartımda puan var, benim kartımdan alalım " diyor.

"Ne münasebet" diyorum.

"Yok yanlış anlama, ben de çok puan var, harcayamıyorum, sen bana tam parasını verirsin."

Bir filmden kopya çektiğimi düşündüğüm, "kafayı 30 derece sola yatırarak, dünyanın en mal insanısın bakışı, sol elim de belimde" duruşu


Yani EX'in kartıyla harcamayı yapsaydım.
EX Kart Puan= 200
SPA(süper bekar anne) harcaması = 300
EX Kart harcaması = 100
SPA'nın EX'e borcu = 300

Çıktık.

Oğlumu anneannesine bıraktım. Kardeşimle aldığım dolabı 4 saatte kurduk.

Sonra olayı anlattım. İyi gün sigarası yaktık, kahvenin yanına.


19 Şubat 2015 Perşembe

Once Upon A Time-yeni bir diziye sarmak...

Ex ile seyrederdik , haftasonu koltuktan kalkmadan, lost, dr.house, dexter falan...
Boşanma döneminde "adını feriha koydum" a sapık sarmıştım. O  da son dizim olmuştu.

Bir arkadaşım , hala devam ediyor, yeni bir diziye başlamış, onun heyecanıyla saçlarını dizi karakteri gibi yaptırmış. Dedim "ben uzun süredir dizi seyretmiyorum.Ne tavsiye edersin?"

"çok şanslısın , senin yerinde olmayı çok isterdim. Once upon a time izle."







Dizi Pamuk prenses ve prens kavuşup evlendiği anda başlıyor.
İzlemeye başladım , yanıma oğlum geldi, bu ne dedi. Anlattım .
Ben de izlicem dedi.

Yok falan diyecektim, ama büyücü çok ilgisini çekti, hadi gel dedim. Yanyana uzandık, Ipadi makul bir uzaklığa koyduk. Büyücünün ne kadar iyi bir oyuncu olduğundan bahsetti.




Rumpelstiltskin : "every magic comes with a price"


Çok keyif aldık. Korktuk, çok şaşırdık

Hakkaten Rumpel'ın dediği gibi  "every magic comes with a price"

Bugünlere gelmemi sağlayan, yapımda ve yayında emeği geçen herkese teşekkürler!

15 Şubat 2015 Pazar

İyi ki oğlum var

Kadın cinayetleri, tecavüzleri, tacizleri, işkenceleri ile ilgili haberleri okudukça bunu dedim. İyi ki oğlum var.
Bu sapıklardan  kurtulabilecek bir cinsten olduğundan değil , sadece ileride bir kadına nasıl davranacağını öğretebiliyor olduğumdan. Şimdiki kız çocuklarını, ilerideki genç kadınlara zarif bir şekilde davranabilecek bir erkek çocuğu yetiştirmeye çalışıyorum elimden geldiğince.
Oğlumun uzman olduğu konsol oyunlarında birlikte oynarken, eş zamanlı onun kadar iyi oynayamadığım için beni sakince bekliyor mesela, köprünün öbür tarafında. "kızları beklemek lazım gitmeyeyim diyor." Aynı şeyi babasına da söylüyor, "sen annemi beklemediğin için sana bye bye demiştir" diyor.
Erkek arkadaşları ile oyuncaklarını paylaşmakta zorluk yaşarken, kızlara oyuncaklarının detaylarını anlatarak paylaşıyor.
Kızların prenses olmayanlarını seviyor, şımarık olmayanlarını, bağırmadan konuşanları , nazik olanlarını..
Markete gittiğimizde poşetleri mutlaka taşıyor, abartıp hepsini taşımaya çalışıyor. "ben taşırım , ben taşırım" diyor.
Saçımı kuruturken yardım ediyor, arkalarını kurutamıyorum diye.
İyi ki oğlum var.

12 Şubat 2015 Perşembe

Okul

1. dönem sınıf annesiydim ,çalışmıyorken ,  artık değilim.

Hikaye kitabı aldırdı öğretmenleri , parasını vermeyi unutmuşum.

Sınıf annesi olup annelerin de annesi olabilecek bir anne (o da bir bekar anne) , Ex'i aramış. Şu kadar ödemedi Süperbekaranne diye.

Ex aradı. Şaşkın biraz,
"ya kadın beni aradı, kitap falan mı alınmış ne dedi..Parasını istiyor. Yanlış anlama parası için aramıyorum da , kadın seni neden aramadı, sorun mu var?" dedi

Boşandığımızdan beri en medeni cümlesini kurdu.

"Ben de bi şaşırdım. Lakin çalışmazken, okul çıkışında iki laklak ederdik. Ama bilemedim tabi. Neden aramadı beni, yani benim bildiğim bir sorun yok ".dedim

"iyi o zaman ben yarın, parayı oğlanı okula bırakırken veririm dedi.

Yok dedim yarın okula gitmiyor ;

hafta sonu

Para yaşamak içindir. 

Ama bir günde maaşı sermesem de olurdu elbet. 

Buzdevri gösterisi vardı hafta sonu. Bietix'ten bilet alacaktım ..Aman ya dedim , şimdi kim gidecek oraya. Unuttum gitti o hafta.  Gösteri saatinden 3 saat önce oğlana sordum ..Hadi dedi. Gittik. Lakin bilet falan yok, ya yer kalmadıysa diyorum kendi kendime..Çünkü biletixten de abuk sabuk yerler vardı.  
Bin kişiye sorarak bulduk yeri. Nihayet gişedeyiz. Salonun en önünde 2 kişilik, en arkada 3 kişilik yer var, başka yok. Sar bakalım en önden iki adet ...300 küsür TL..
Girdik yerleştik. Yanımızda Özlem Yıldız'ın ex kocası ve oğlu...Diğer yanımızda başka birileri-adlarını bilmiyorum ama aşinayım..
Seyrettik, amaan pek güzelmiş...Ara oldu 20 dakika.. Oğlanın patlamış mısır aşermesi başladı. Aldık. 
2. yarı da şahaneydi. Çıktık. Yemek yenecek elbet. Yedik. Sonra bir dükkana girdik oğlanla....şeker dükkanı gibi gitar satıyorlar. Koskocaman duvar, rengarenk , boyboy gitarlarla dolu. 
Oğlan tutturdu. "Elektro gitar istiyorum" 

-Ders almayı kabul edersen alırım. 
-Hayır. Özgürce çalıcam
-Olmaz. Olur ama önce öğrenmen gerek.
-O zaman sen öğret.
-Ben bilmiyorum.
-Googledan öğren , bana öğret.
-Tamam. 

Bir adet elektrogitar , bir adet amfi ..

Eve geldik. 

Dediği gibi google dan dersler bulduk. 

Her gün gitar çalışıyoruz. Yarım saat ders , 2 saat özgür  takılıyor. Şaka maka elektrogitar çalmayı öğreniyorum. 

8 Şubat 2015 Pazar

kıskançlık

Bu ara oğlumla acayip gezdik, kazandığım paranın hepsini harcadık. 15 gün yarıyıl tatilini hakkıyla yaşasın istedim. İstanbul'dan çıkamadık ama ne var ne yok katılmaya çalıştık.

Ex ise iş yerinden oğluyla ilgilinmek için izin aldı bir kaç gün. Ve çocuğu, evin içinde konsol oyunlarını oynayarak geçirdi, normal bir haftasonunda yaptıkları gibi. Ne bir eksik ne bir fazla..

Cumartesi günü çok gezdik yine sabat 11:00 de çıktık akşam 21:00 de geldik eve. yeni bir şeyler aldık ona aldıklarımızın gururunu , şımarıklığını yaşarken dedi ki;

-babam görse kıskanır

-Neden öyle dedin ki

-Kıskanıyor işte...

-Sanmıyorum..

-Sen bilmiyosun. Sen kıskanç değilsin..


Ertesi gün babasına gitti. Babasına da söylemiş, kıskanıyorsun diye. "yok canım" diye cevap vermiş.

Bu ara çok şeyi içinde yaşıyor yine.. Anlatacak gibi oluyor, vazgeçiyor...

6 Şubat 2015 Cuma

WorkShop - bi git!

Şimdi bir kaç ay işsiz kaldın ya .. İnsansın elbet, canın değişik birşeyler yapmak istiyor. Çalışırken bakmaya fırsatın bile olmayan organizasyonlardan haberdar oluyorsun.  Günü birlik kurslar, 2 saatlik hap işler. İnsan istiyor hakkaten , yeni bir kapı açılsın, bir kafam dağılsın...

Arıyorsun buna gideyim diye, teldeki tatliş kız diyor ki sana 100-300 TL ..bilmem ne...falan..

"Saol" diyorsun , "az daha bakayım"

Bu konuyu işsizken yazmadım ki , naobjektifsin dedim kendime. Şimdi ....

Ya bir havuza kaydolursun, bir yere seyahat edersin, ne biliym istanbul da helikopter gezisi falan yaparsın. Ama yok, teldeki tatliş diyorki "ikramlarımız bedava" ikram: kavanozda cheesecake, çay-kahve...  Üsküdardan 7 TL'ye alacağın sukulent kaktüsü, alengirli bir saksıya koyup, bir iki süsle bahçe haline getirme işine 100-300 para vermek (TL) ne demek arkadaşım.

Tatlişle teli kapatınca bir durdum, lan dedim "hayat ne pahalı"... Sonra gittim pazara , aldım birkaç kaktüs, hepsini büyükçe bir saksıya kafama göre dizdim. Oğlumun küçük buz devri oyuncaklarını da arasına koydum... Ohh dedim. "hayat ne ucuz"

Sonra defter atölyesi vardı...Bazılarında da atölye diyorlar workshop yerine...O da benzer fiyatlarmış başka taliş söyledi telde. Tamam bacım dedim.. Kapattım. Sonra internette defter nasıl yapılır falan diye araştırdım bilmem ne, cıncığına kadar buldum. Gidip malzemeleri alıcam. Sonra dedim ki , "ya manyak mısın , defterden bol ne var evde? Amacın ne şuursuz...Kahve koy ..."


Neyse şimdi çalışayım..

2 Şubat 2015 Pazartesi

Boşan-ma...

Türkçe çok tuhaf...boşan emirken, olumsuz ek koyunca isim oluyor. 

Ne yaparsan yap aslında da... Neyse...

Evli kadınlar , bir aradayken bir kaç tur koca dedikodusu döndürürler , ay onu dedi, bunu yapmadı, şundan bundan , falan filan, ailesi , vs...vs...

Şimdi sen boşanma aşamasına gelince bu muhabbet yön değiştiriyor. Müstakbel Ex'ine sen saydırırken , onlar da saydırıyor. 

Sen dikenli mi dikenli bir yoldan değil tünelden geçiyorsun ve kucağında çocuğunu taşıyorsun . Bu arada dedikodu yaptığın arkadaşların , senin yaşadıklarını tünel duraklarında , kafasını uzatarak görüyor, hissediyor, üzülüyor, belki de acıyor sana. Gel zaman git zaman sen dikenli tünel yolculuğunu tamamlıyorsun. Gökkuşağına erişip , sonsuz vadiye kuruluyorsun çocuğunla...

Sonra senin yeni konumun , artık "koca muhabbeti etmekten mahrumiyet bölgesi" diye geçiyor
Sonra bir gün yanlışlıkla , çok fazla dolmuş bir arkadaşın kocasıyla derdini anlatıyor, anlattığı gibi binpişman elbet...

Diyebiliyorsun ki ; boşan.

Çünkü sana defalarca destek olmuştur , Ex'i değerlendirmiştir.

Diyor ; Sen neler yaşadın , kolay mı? Benim çocuk etkilenir.

------------------

O yüzden sevgili bekar anne adayı , kararlarını kendin al. Etkilenme. 

"Bekara, karı boşamak kolay" 
                          "Evliye , evli boşatmak kolay"

Evliliğe devam da etsen, boşanmak için tüm şartları sağlasan da, her türlü evde, 4 duvar arasında kendinle başbaşa kalacak olan sensin. Ben kimseden etkilenmedim bu süreçte  , sağolsun Ex boşanma ile ilgili şartların tümünü sağladı, altını da 8 kez çizdirdi, yanına da 23 tane tik attırdı. Arafta bıraktırmadı.  
Ama düşündüm de yukarıda ki sohbetten sonra, toz tanesi kadar şüphen olsa, yüreği bir burkulur kadının. 
Kimseden etkilenme. Konuşmak iyidir zırvalarına hiç kanma. Sen anlatırken bil ki , dinleyen empatiyi kendi için yapıyordur. 

Öperim. 


30 Ocak 2015 Cuma

Ex-60

İlk defa gittiğim bir şehirdeydim.

Bir görüşme için.. Esas toplantı bitti. Bir de daha önce tel. ile görüştüğüm beyefendi ile tanışayım dedim. Sekreteri ; "müsait buyrun" dedi.

İçeri girdim. Masada oturan adam ; "Ex 60 yaşında"

Gözleri biraz daha iri-trioidi falan çıksa Ex'in de böyle olur.. Gıdığı var-yerçekimi. Gözlük çok benzer.. Çok pahalı bir saat...Ex paraya kıysa o saati alır...

İçeri girdiğimde telefon ile konuşuyordu, o sırada bayağı bir süzdüm ama kıkırkıkır durumdayım, zor tutuyorum kendimi.

Kapattı telefonu, anında şikayet etmeye başladı. Telefonda konuştuğu konuyu , iş yükünü, beceriksiz çalışanları , falan sıraladı. Çay mı kahve mi dedi. Sade kahve dedim. O içemiyormuş kahve,  çay iyi geliyormuş...

Hani karşılıklı kahve içme keyfi vardır ya, cam kenarında , evde, eşinle...Ex ile bu keyfi o çay , ben kahve içerken yapardık. Sevmezdi türk kahvesi. Bu adam da  sevmiyor.

Odası incikcincik, karmakarışık...Alakalı alakasız plaketler, kupalar, tabaklar yanyana....düzensiz, antika gibi bir abajur...

Kahvem, çayı geldi.

Ex gibi çok hızlı içti çayı Ex-60

Eee size nasıl yardımcı olabilirim dedi.

Dedim böyle böyle..

Dedi "OooooOOoo"

Ordan oraya, burdan şuraya falan uğraştırır o işler dedi.

Peki dedim. Vaktinizi aldım.

"Yardımcı olabileceğim başka biişi var mı?" dedi Ex-60

Yok yeterince oldunuz.. Teşekkür ederim .

Çıktım kapıdan, lavaboya gittim. Ayna temiz olsa kendimi yanağımdan öpmeye çalışam , o derece sevinçliydim. 10 seneni Ex ile geçirdin ama 28 yılı ne güzel kurtarmışsın kızım aferin dedim.

Sonra sabah Ex'i gördüm. Bir gülümsedim...

26 Ocak 2015 Pazartesi

Hadi lenn

"Ayyy benim Ex öyle değil valla"

So?

....


İki bekar anne, iki ex, iki çocuk...

Çocuklar birbirini çok seviyor. bu sebeple anneler veya babalar ile birlikte görüşüyorlar...

Sonra bir gün anneler otururken , çocuklar içeride kudururken , bir anne diğerine diyor ki ;

-Ayy benim Ex öyle değil valla..

Eeee? Yani? ....

Konu hakkaten Ex'ler falan da değil...Eskiden o kadar çok konuştum ki onun hakkında, artık anlatacak bişi de yok...Konu çocuklar ...Babaları da hayatlarının bir parçası elbet..Öyle karı muhabbeti işte...

Sonuçta Ex , benim için gerçekten ex..bitmiş gitmiş..Bana ait bir kırıntısı yok, adama küfretsen, ilgimi çekmez.. Benim çemberimin epey dışında...

Ayyy yazacakken bile sıkıldım..

Sen Ex tarihe gömememişin bacım.



25 Ocak 2015 Pazar

Analı kızlı

Annemle haftasonu ,olağanüstü güzellikte yerleri gezdik, günübirlik.

Oğlum babasında, babam evde....

Müzik bile açmadık arabada....

Sakin sakin konuşarak, gittik. Rüzgarlı, güneşli, deniz kenarında şahane bir yemek yedik.
Sigara içtik. Az konuştuk.

Herşey harikaydı.

Deniz kenarında 4 masa var, birinde biz, birinde tavla oynayıp rakı içen iki amca, birinde köpekleriyle İstanbul'dan kaçmış bir çift...Nihayet 4. masa sahipleri geldi.
Kayınpeder, kayınvalide , koca, 3 yaşındaki oğul ve esas kız-gelin...Gelin rüzgarlı olduğu için istemediğini söyledi, kayınpeder bişey olmaz dedi.

Yemekleri beklerlerken koca aldı çocuğu denizde, dalgalarla oynayacakları bir oyun ayarladı, Elbette çocuk gelen 2. dalgadan kaçamadı ve belden aşağı ıslandı. Koca oğulu kucağa aldı, "bilmemne rüzgarı aniden estiği için kaçamadı dalgadan" dedi.

Gelin " hı hı gördüm....bilmemne rüzgarını tahmin ettiğim için yedek kıyafetlerinin yanına yedek ayakkabı da getirdim" dedi...

"Yedek ayakkabı"...

Annem çocuk üşüyüp hasta olacak diye endişe krizleri yaşıyor...Kocaya saydırıyor, Dur geline bir yardım edeyim falan diyor. Ben tutuyorum.

Gelin akıllı. Çocuğu bebek arabasına bağladı. Al böyle gezdir dedi. Kumda bebek arabası mı gezdirilebilir. Koca bir yandan gezdiriyor, bir yandan da masaya bakıyor yemek geldi mi,,,
Yemekler gelir gelmez koca masaya atladı. Kayınpeder, kaynana, koca yemeklere yumuldular, çocuk geline kaldı. Gelin masaya bakıyor omuzlar düştü...

Bebek arabasındaki çocuğu zangurzungur sallayarak kaynanayla koca arasına sokup çıkardı. Sokup çıkardı ama yok kafaları kaldırmıyolar , nasıl bir iştahsa , görünmez oldu çocukla gelin bunlara...
Nihayet Koca yedi. , o sırada çocuk arabada sızdı uyudu, üstünü örttü gelin. Soğumuş yemeğine başladı...Nasıl bir yemek yemek ...Masada canlı lüfer olsa , pelikan gibi yutacak, öyle şuursuz...

Benim sırtım kendilerine dönük, bütün bu detayları annemden öğreniyorum oradan kalkınca...

"Amaan" dedi, "iyi ki boşanmışsın kızım, sadece Ex değil , şimdikilerin hepsi böyle".

Sen de boşan dedim :)

O konuyu babanla konuştuk , çocuklar konusunda anlaşamıyoruz. İkimizde sizi , birbirimize yamamaya çalışıyoruz ama o diyor istemem ben diyorum istemem..Kim bilir diyor , gülüyoruz...

Termosa kahve yapmış getirmiş, başka nefis bir manzarada kahvemizi içiyoruz, Evden bayat ekmekleri getirmiş onları balıklara atıyoruz ama martılar yiyiyor..

Dönüşte arabada uyuyakalıyor...Huzur....

23 Ocak 2015 Cuma

araba-makyaj

Cuma laylalom...işyerinde gazete haberlerini okuyorum.

Kadın sürücü araba kullanırken , makyaj yapıyomuş, öndeki araca çarpmış.

Bu haber milliyet gazetesinde manşet olmuş.

Araba kullanırken oje sürmek tehlike yaratır , diğerleri değil bence..

Küçüktüm, babamın yanında oturuyordum, köprüden geçiyorduk, yanımızdan kırmızı bir şahinle sarışın bir  abla geçti. Camı açık, bi yandan sigara içiyor bir yandan şarkı söylüyor, ağzında da sakız var, arada bir de kutu kola içiyordu. Babam "cık cık" yapmıştı.

Dönüşte babam yine köprü üzerinde , "ne güzel bizim memleket ya" diye boğaza bakarken, öndeki arabayı öptü. Öndekinin de bagajında televizyon varmış falan kavga çıkmıştı. Neyse....

Öndeki arabaya çarpmak, İstanbul trafiğinde çok kolaydır. Bazen öyle bir rutin dur-kalk olurki.. o 1 sn. bozulsa kaza olur. Maddi hasarlı...

Kadınların araba kullanırken erkeklerle eşit olmadıkları kesin de bu haberin manşet olmasına çok içerledim. Bir sor bakalım o kadın neden arabada makyaj yapıyor?

Yapmasa , bej suratla görsen , "kezban" dersin .... Kadın ne yapsın?


20 Ocak 2015 Salı

Yazık

-Anne , biz nasıl oluştuk, ilk yani ...

-Maymunlardan dönüşmüş olabiliriz...

-Yazık ya maymunlara!

19 Ocak 2015 Pazartesi

Ana-oğul

En büyük zevkimiz arabaya binip, istanbul'a kısa mesafelere günübirlik yolculuk yapmak.

Hafta sonu yine yaptık ;

Sabah erken kalktık. Giyindik. Fırından sıcak çıkan poğaça, simit, keklerden aldık, bir de meyve suyu. Yolda müzik açtık. Arabada giderken kahvaltımızı döke saça yaptık. Geldik bir orman kenarına. Yanımızda top, sünger fırlatan tabancalardan var.  Aldık tabancaları, oyun oynadık. yanımıza gelen köpeklere poğaça verdik. Oturduk , sohbet ettik. Güldük.

Bu arada elimde bir kütük parçasıyla geziyorum. Ormanın içine de pek gitmeyelim diyorum. Bu arada tel. çekmiyor, arayanlar ulaşamıyor. Ben de hafif tırsıyorum ama çok zevk alıyoruz. Oğlumu kıyıdan kenardan yürümeye ikna ediyorum, yine zevk alıyoruz. Ama bir yandan da gözüm yerdeki diğer kütüklerde. Elimdeki sopayı bırakıyor , daha uzun olanını alıyorum sürekli ...

Fotoğraf falan da çekmiyoruz. Öylece eğleniyoruz.

Çişi geliyor. İlk defa dışarıda çiş yapıyor, hem üşüyor, hem gülüyor...

Yarış yapıyoruz, o kazanıyor tabi ki...

Arabaya biniyoruz

"Anne" diyor. "Ben çok seviyorum senle böyle gezmeyi, daha çok yapalım" diyor.

"Yapalım bebeğim." diyorum.

Eve gidiyoruz, banyo, yemek , kitap faslından sonra çok erken uyuyor. Ben de acayip keyif yapıyorum.

Babası arıyor, konuşmak istiyor, uyuyo diyorum, hayır hasta değil...Çok gezdik bugün yorgun....

"Oralara gidilir mi tek başına" diyor, "beni de çağırsaydınız ya..."

Seni de çağırsaydık ya...nasıl düşünemedik...

16 Ocak 2015 Cuma

Hırrrrr

Yeni bir müdür geldi oğlumun okuluna. okulun web sitesine bir rapor konmuş, kendi önderliğinde hazırlanmış, yeni kurullar kurulmuş vs...

Kimdir nedir diye googleladım , pek hoşuma gitmedi. 

Sonra uzunca raporunu okudum. Raporunda okulun olumlu-olumsuz-tehdit şeklinde 3 tanımlaması var. Tehditte 2 madde yazılmış. 
1-"Medya" görevini yapmadığından, çocukların etkilendiği, konuşmaları, kıyafetleri, arkadaşlık ilişkilerinin medyaya göre şekil aldığı
2-Parçalanmış aile çocuklarının çokluğu

Parçalanmış aile çocuğu olmak bir tehdit midir?

Parçalanmış aile ne demek ayrıca?

Bir aile bile isteye parçalanır mı , parçalatır mı kendini? Nasıl bir tehdit? 

Öğretmenini aradım. Başka bir öğretmeni daha aradım. 

"Bu uslübun oğlumu tanımlama şekli ve okul raporunda tehdit olarak belirtilmesini tehdit olarak algılıyorum." dedim

Her ikisi de beni sakinleştirmeye çalıştı. 

Sonra uzun bir dilekçe yazdım. Sonra çöpe attım. 

Kategorize etmeyip , sıfatlandırmasa ölecek hastalığına müzdarip ne çok kişi* var dedim. Biraz aklı selim düşünüp ne yapacağıma karar vereceğim. Şu ankiler çok tuhaf sonuçlara yol açabilir çünkü...


13 Ocak 2015 Salı

Şen

Benim ufaklığın bir yazı stili var. 45 derece eğimle aşağıya doğru yazıyor. Sayfa çizgileri falan tırt onun için.  Bir gün okula gidip öğretmeninin yanında izin dilekçesi yazmıştım, öğretmeni de bana iltifat etti :

-Minnoşun yazısının kime çektiği belli oldu
- :)) teşekkürler

ya çocuğun surat aynı ben , yazısı da öyle olacak elbet..

Nefret ediyor yazı yazmaktan. Elyazısından.....Resim dersinde yaptığı karakterlere konuşma balonları açıyor ve onları düz yazı ile yazıyor. Sebebi ise , el yazısıyla yazarsa ders yaptığını sanıyormuş..

Sevmiyor işte yazı yazmayı..

Türkçe dersleri malum , öğretmen kelime verir, anlamlarına uygun cümle kurmalarını ister. Öyle bir ödevi varmış. Cümlelerini okudum.

Sap : "Sap gördüm." Şaka değil.

Tarla : "Köyde tarla var"

Değirmen : "Değirmen döner."

Şen : "Annem çok şenli birisidir."

En uzun cümlesinde var olmak pek bir gurur verdi....Özledim yaw akşam olsa da ısırsam...

7 Ocak 2015 Çarşamba

Mezarlık

Buz gibi bir başlık di mi?

Bu yazıyı ilk yazılarımda yazmak istemiştim ama çok ağır geldi yazması , vazgeçtim.

Evliliğin bittiğini anladığım "an" var. O nasıl bir an ise bir çok düşünceye aynı anda hakim oluyorsun hem yaşam hem ölüm gibi.

O "an"daki düşüncelerden biri de , eğer boşanmaz isem, Ex'in ailesi ile aynı kabristanda olacağım idi. Belki çok hastalıklı , çok sakat , çok gerzekçe gelebilir ...

Adım -babamın soyadı-ex in soyadı mezar taşımda....yanımda ex ,yanında annesi, babası...
Böyle bir fotoğraf gördüm, o "an" irkildim. Sanki yaşamı o aileyle kabul edebilirmişim de , ölümü kabul edemezmişim gibi.

Bu düşüncemi Ex'e, ondan ne kadar nefret ettiğimi anlatmak için kavga sırasında söyledim boşanma aşamasında.
"Hastasın sen" dedi.
Belki de...

Sonra mahkemeden önceki bir pazar günü sabah erkenden çok ama çok erken , istanbul'a 2 saat mesafede babaannemin kabrini ziyaret ettim. Tek başıma mezarlığa hayatımda hiç gitmemiştim. Yanıma başörtüsü bile almayı akıl etmemiştim.
Sonra mezarlığın yanına parkettim. Buldum yerini. "Ah babaanne" diye ağladım. 45 dakika falan ... Mezarının üstündeki çiçeklerden kopardım. cüzdanıma koydum. Konuştum, konuştum...

Arabaya geri bindim. Yerim belliydi artık. Rahatladım.

5 Ocak 2015 Pazartesi

Korku

Ben çocukken "kurt adam " ve "jaws" seyretmiştim. Denizden zaten çok hoşlanmazdım hem silivri de o kadar koca adam arasından beni mi yiyecek diye düşünürdüm, çok bir korku yaratmadı. Kurt adam ise, ben kurt adam olursam annemden nasıl saklarım, gece evden nasıl çıkarım gibi düşüncelere sevketti. Ne kurt adamdan , ne kurt adam olmaktan ne karanlıktan korkuyordum ama konu annemse kurt adam bile olacaksam tırsıyordum.
İki çocuk annesi bir arkadaşım var, koskaca kadın evde biri yoksa uyuyamıyor, kalamıyor. Eşiyle çok mutlu , Allah daim etsin ama o korkuda olan birinin boşanması imkansız.
Oğlum bir arkadaşının ipad inde görmüş eyes adında bir korku oyunu. Şimdi çok ama çok korkuyor karanlıktan gece yatarken yorganla hertarafını kapatıyor, holdeki ışığı açtırıyor, yanına yatıp ona sıkı sıkı sarılmamı istiyor. O uyuyunca kalkıyorum ama bir kaç kez korkarak uyanınca yanında uyumaya karar veriyorum.
Sabah uyandı , yarı uykulu kucağıma oturdu , boynuma yattı, bacakları sığmıyor artık çok uzadı, zor oturduk, sırtını kaşıdım.
"Sen beni herşeyden korursun" dedi...
Korumaz mıyım bebeğim....

3 Ocak 2015 Cumartesi

Arkadaşlık-değişim-yalnızlık

Çok değiştim. Herkes değişiyor . Ama bu kadar çok olmayabilirdi gibi . Bir kaç arkadaşım var-dı ya da var mı hala bilmiyorum. Arasalar da aramasam da aynı bıraktığımız yerdeydik hep ya da öyle sanıyorduk.
Herkes çok acayip şeyler yaşıyor. Ben yıllar sonra , eskiden çok samimi olduğum bir sınıf arkadaşımla karşılaşmıştım, bana ilk söylediği şey n ekadar çökmüş olduğumdu. Halbuki hiç patavatsız, ya da kaba bi çocul değildi. Yanında cillop gibi karısı vardı. Çok mutlu gözüküyorlardı. Bilmiyordu ki benim üzerimden 18 kamyon geçmiş etkisiyle yaşamaya çalışıyordum.
Öyle bir ana geldim ki ya da farkettim ki onlarla yaptığım tek şey eski güzel , gençlik günlerimizi , aptallıklarımızı , heyecanlarımızı konuşmakmış. Özlüyoruz o zamanı, yadediyoruz. Keyifli vakit geçirdik diye düşünüyoruz ayrılırken ama öyle olmuyor. O kadar çok değişmişim ki dilimde acı bir tat var..bir tuhaflık, aradan geçen o kadar zamanın üzerimdeki etkilerini onlara göstermemeye çalışarak zorluyorum kendimi, onlardan ayrıldığım zaman da yorgun oluyorum rol yapmaktan.
Mesela hiç bir doğum gününü unutmazdım. Benim doğumgünümü hatırlamaları-hatırlamamaları önemli değildi. Mutlaka ona uygun kart atardım, esprili yazılar yazardım. Ve mutlaka bir hediye alırdım. Şimdi aramıyorum bile, unutmuş değilim aslında. Biliyorum ki mutlu etmeyecek bu onları, eskisi gibi olmayacak, benim de hevesim yok .
Güzel zamanlarımızdı hepimizin, şimdi bambaşka yerlerde , bambaşka insanlar olarak devam ediyoruz...

Kendime Not: Bu yazı , mevzubahis arkadaşlarla yemek sonrası, gecenin bi vakti, evde yalnız yazılmıştır. Sabah okuyunca, kendisini imha edebilirsin..



1 Ocak 2015 Perşembe

Telkin

En son telde kavga etmişti ex benimle...Çocuk yanındayken.

O andan sonra oğlunun gözündeki baba imajıyla ilgili nasıl sorunlar yaşayacağını hesap etmeden, kendi egosunu okşamak için çıldırmıştı.

Sonuç: o günden beri babasında kalmak istemeyen bir çocuk.
Babasına her gidişinde ilk 15 dakikayı annesiyle ilgili sorularla dolduran bir çocuk.


Yılbaşı günü okuldan sonra Ex aldı. Ufaklık artık büyüyor, sorguluyor, anlam veremiyor, tekrar soruyor. Babasına daha çok soruyor.
Yılbaşı günü babasını bunaltmış , Ex yine beni aradı, yine hoparlör açık. Öyle sıcak konuşuyor ki ahizeye yapışıp öpücük gönderecek sandım..

-Canım biz o sorunu aştık di mi, oğlan emin olmak istiyor, bir yanlış anlamaydı di mi?"
-Ne oldu?
Yavaş yavaş oğlanın yanından uzaklaşarak normal konuşmasına geri döndü.
-Oğlanı aldığımdan beri  seninle ilgili sorular soruyor. O günden beri de kalmak istemiyor. "SEN HİÇ TELKİN ETMEDİN Mİ ÇOCUĞU?"

Telkin etmek : Bir duyguyu , bir düşünceyi aşılamak (bkz:tdk)

Çok fena ...O kadar alışmışki arkasındaki zarar ziyanın başkalarınca toparlanmasına...

-Hayır. Hiç etmedim.
-......öyle mi?
-Evet
-....
-Bundan sonra da etmeyeceğim. İstediğin gibi davranabilirsin. Babasını olduğu gibi tanıması doğal olanı. Sorduğu sorulara gerçek düşünce ve hislerimle cevap verdim, vereceğim.
-Peki..Şimdi çocuğun yanına gidicem , sen ne zaman alırsın?
-2 saat sonra uyar mı?
-tamam.
------------------------------2 saat sonra , ex in evinin yakınında araba içinde--------------------------
Oğlanın kemerini takar arabada..Küt diye öne oturur.

-Canım, sana iyi seneler dilerim, oğlunla sağlıkla , şansla geçsin....
Şok Şok Şok Şok
-Aaa , çok teşekkür ederim. Sağol. Sana da iyi seneler.

Tokalaşarak , yanaktan öpüşmek 3 sene sonra...

Oğlumu babasından koruma fikri çok kötüydü. Hem his olarak hem fikir olarak kötü. Kaderini yaşamalı aşamasındayım artık.
Bu telkin de benden bana gelsin.