27 Eylül 2014 Cumartesi

öhöm öhöm sınıf annesiyim

Öğretmen toplantı yaptı.

Sınıf annesi oldum. Pat diye.

Geçen senenin anneleri "ayyyyyyyy Allah yardımcın olsuuuun, çok zor valla" diye bir giriş yaptılar. Geçen sene sürekli para topladılar durdular, öğretmene yılbaşı , sevgililer günü, dönem arası, yıl sonu vs. her günde hediye + çiçek  bi şey alındı helali hoş olsun.

Toplantı sonunda öğretmene sordum, benden istediği birşey var mıymış, yokmuş.

Çıktım . Çocuklar da çıkmaya başlarken bir veli yanıma geldi , dürttü kolumu , "hadi hadi , koş, git konuş" dedi öğretmenle ....
10 a kadar saydım. İçimden mi , dışımdan mı bilemiyorum. Kapıda oğlumu gördüm eve döndük.

Dürtülmekten neftret ederim. Ve bana dürtülerek talimat verilmesinden daha çok nefret....

Sonra whatsup grubunda bana tebrik ve hayırlı olsun mesajları yağdı, zor görev için...

Sanırsın ki Nasa'da görevlendirildim haberim mi yok ne.

Oğlana söyledim , sınıf annesi benim diye, "oleeeeeeeeyy seni her teneffüs görücem artık" dedi.

Noluya lan? ne her teneffüsü, para toplayıp hediye alıcam başka ne var ki??

Ertesi sabah gittim öğretmenin yanına, ben x hocam diyorum diğer anneler x öğretmenim diyorlar.

-X hocam , beni dün diğer sınıf anneleri dürttü, sizle konuşayım diye, oğlan "oley anne seni her teneffüs görücem diye havaya uçtu." Yani ben onlardan daha mekanik bir insanım sanırım, bir ihtiyacınız olunca siz beni haber edersiniz herhalde , sizi sürekli rahatsız etmek istemem. Her teneffüs sınıfta olmama gerek var mı? Bana biraz tanımlar mısınız sınıf anneliğini?

-Bir kere her teneffüs sınıfa geldilerse de benim haberim yok, ben öğretmenler odasındayım ki gelmeniz oğlan için zaten sakıncalı. Birşeye ihtiyacım olursa ben size her türlü ulaşırım, sizin bana sürekli sormanıza gerek yok. Geziler düzenliyoruz bazen o zaman bize katılacaksınız.

-Ohh

Stressiz hayatım kabusa dönüyodu yeminle...
Çok şükür...

18 Eylül 2014 Perşembe

Akıl akıl gel ......takıl

Çalışmıyorum ya şimdi, oğlanı ben bırakıp alıyorum okuldan , ex yurtdışında. 


Geçen sene yalnızca 3 kez gördüğüm çalışmayan anneleri, bu hafta sabah-akşam görüyorum . Büyük bir sorunum var , ben kendileriyle konuşamıyorum.

Bir sarımsaklı bişi tarifinden- matematik ödevine, yeni okul müdüründen- kivinin kilo fiyatına, ders programından-yeni açılan cafeye ani geçişlerde takılıyorum. Kafam eski konudaki soracağım sorularda , aydınlanmayan noktalarda kalıyor. Kafamı kısa kısa bir aşağı bir yukarı sallıyorum. Sürekli hak veriyorum, ama sürekli acı çekiyor gibi göründüğüme eminim. 

Bayanlar inanılmaz zeki, müthiş hafıza sahibi ;
-Geçen sene çalıştığım için okulda katılamadığım cumartesi etkinliklerinden bahsediyorlar mesela, ben yabancı kalmayayım diye benim neden katılamadığımı hatırlatıyorlar. 
-Geçen sene rutine binen Ex'in oğlanı okula bırakış-alış günlerini biliyorlar, "bu çarşamba Ex'i göremedik kilisede, hayırdır?!" tadında konuşuyorlar.     
-Geçen sene öğretmenin hangi hafta toplantı yaptığını, bu sene de aynı haftada yapabileceğini tartışıyorlar. 
-Geçen sene tüm dişleri dökülen çocukların alt-üst diye lokasyon belirterek yeni dişlerinin gelip gelmediğini konuşuyorlar. (Kendi çocukları değil)

İş yerinde kendimi daha akıllı hissediyorum. İş aramayı öne çekeceğim. 

17 Eylül 2014 Çarşamba

Sınır,kural,otorite ve anneanne

Eğer boşanmamış olsaydım (yani sağlıklı bir evliliğim olmuş olsaydı) çocuğum bu kadar zıbıtamazdı.

Boşanmanın ilk dönemlerinde normal kuralların hiç birini çalıştırmadığım için şimdi anneanne yardımıyla da  "tüm kurallar çiğnenmek içindir" felsefesi hakim..

Önce arkadaşımın ve oğlanın arkadaşının eşlik ettiği tatilimiz, başbaşa tatilimizle son bulmuştu.
Başbaşa kaldığımız bu sürede çok makara kukara yaptık ama  bir kaç kez sağlam çatıştık.

İstanbul'a döndük. Anneannesini çok özledi. Anneannesi çok özledi. Birbirlerine çok düşkünler zaten. Kavuştular, oğlan içerde dedeyle kikirderken ;

Annem        : oğlan da çok laf dinliyo, bugün çok tatlıydı.
Büyük kız   : tatilde bir kaç kez çıldırttı beni ama ..  Hatta bir keresinde arabayı sağa çektim öyle bağırıştık.
Annem        : Ay bağırmasaydın çocuğa
Büyük kız    : Ya anne oturduğu yerden çubuk kraker, su  fırlatmaya başladı , araba kullanıyorum napim
Anne            : Aman burda bağırma şimdi... bi daha gitmezsin arabayla...

Anneanne olayı çözdü.Gitmezsin.
Anneannede , salonda, koltukta yemek yiyebilir ki annem dünyanın en titiz kadınlarındandır.
Anneanneden istenen her oyuncak bir gün mutlaka alınır.
Anne ile çatışan oğlan arasına girmeye çatışan anneanne , adile naşit sevimliliği ile dümenler çevirir.

Tatilden geldik, anneanneden çıkmıyor...

12 Eylül 2014 Cuma

Tatil'14

Hayatımın tatilini yaptım.
En güzeli,
              en gezmelisi,
                                   en yemelisi,
                                                      en sessizi,
                                                                      en ucuzu,
                                                                                     en keyiflisi...

Çok acıktıysak sokakta yedik içtik..


Bozcaada kalesini gezdik, hakkıyla..

Durduk durduk fotoğraf çektik. Oğlana fotoğraf makinası almış olmam durdukça söylenmesini engelledi..

Güneşi batırdık defalarca,

Midye dolması yediremedim ama kabak çiçeği dolmasını tattırdım oğluma,

Patriça koyuna gittik, bayıldık...

,
Veeeeeeee  ;

Deniz kenarında, zeytin ağaçları gölgesinde bir hamakta oğlanın çocuklarla kikirdeme sesleri eşliğinde arındım..


Miss gibiyim..

Tatil afedersin...

Geldim geldiiiiiiiiiiiiiimmm...

Bir tatil yapmışım deli danalar gibi, gezmekten oğlana fenalık geldi...

"Senin de aklın fikrin manzara yaaa"

"Ya ben yaşadığım yeri unuttum!!!!"

"Anne ben çocuğum çocukkkk"

"Kabak çiçeği dolması ne anne yaaaaa, ıyykkk"

"Anne bugün burdaki denize girelim lütfen başka yere gitmeyelim."

"Ufff anneee"

2 gün sonra okul açılıyor , çocuğun gri pantolon , okul ayakkabısına ihtiyacı var.
Dönüş yolunda Keşan'da durduk, ihtiyaçlarını da aldık , geldik sağsalim..

Özledim...