25 Şubat 2015 Çarşamba

Kabus Combo

2000 yılının yaz döneminde mezun olup sonbaharda ilk işime başlamıştım. 2001'de çalıştığım sektörü daha çok etkileyen bir kriz olmştu. Sonra kabuslarım başladı. Lise döneminde kredili sistem kurbanlarından biriydim, fizik dersi seçerdim müzik alırdım, kimya seçerdim, psikoloji alırdım..
Rüyalarımda beni liseden çağırıyorlar, kredilerimi düzgün dolduramadığımdan  ,liseyi tekrar okumam gerekiyor. Bu da demek oluyor ki üniversiteyi de tektat okumam gerekiyor..Böyle bir acayip uyanırdım.

Dün gece kabusta combo dönemine girdim sanırım. Liseden arıyorlar, Ve ben hala Ex ile evliyim, o dönemde boşanamamışım. Eski , en sevmediğim işimdeyim. Lise, üniversite tekrar okunacak, işsiz kalınacak, Ex ile aynı evde...

3'te uyandım. Kalktım. Oğlumun yanına yattım, güzel gıdısını öptüm.

24 Şubat 2015 Salı

Sn.Çizgi film yapımcısı,

Oğlumun kuzeni (yaş:2,5) yani benim cücebücür yeğenim, anneannedeler, tv açık peppee var.

Peppee çok mutsuz , çünkü annesi ve babası çalıştığı için sıkılıyomuş falan.

Oğlum anneannesine dönüp;
"ya benim annem de çalışıyo ama çalışmadığı her zaman benimle ilgileniyo , o yüzden ben sıkılmıyorum, yani annem çalışabilir."

Annem aradı, anlattı bunu...Eridim..

Caillou nasıl yazılılıyo hatırlamıyorum (kayyu) , Fransa'nın kel oğlanı işte, oğlum da ben de sevmezdik, böyle çocuk böyle anne olur mu diye..

Sonra dizi şeklinde olan çizgi filmleri sevemedik .

Pembe Panter ve Tom&Jerry izledik internetten sadece. Ve elbette animasyon filmleri.

Verdiğiniz mesajlardan gına geldi çocuklara da..Empati yapmaktan sıkıldılar  ve artık kendilerine değil  karaktere acıyorlar artık.

Vazgeçin.

Totoro seyredin arada bir. Feyzalın.


22 Şubat 2015 Pazar

Pu-An

Hava güzel...
Oğlumla dışarı çıktık. Evimizin bazı eksiklikleri var, dolap gibi , birlikte seçeceğiz.  Ama o dönen koltuk istiyor. Anlaşamıyoruz. Sonra parasını biriktirip alabileceğini söylüyor. Tamam diyorum.

Sonra Ex arıyor. Okul çantası onda kalmış. Biz uzaktayız diyorum, oraya getireyim diyor. Sabah getirirsin diyorum, yok ben de bişiler bakıcam zaten diyor.

Geliyor, Yemek yiyoruz üçümüz.Problemsiz.

Kasaya geliyoruz,

"benim kartımda puan var, benim kartımdan alalım " diyor.

"Ne münasebet" diyorum.

"Yok yanlış anlama, ben de çok puan var, harcayamıyorum, sen bana tam parasını verirsin."

Bir filmden kopya çektiğimi düşündüğüm, "kafayı 30 derece sola yatırarak, dünyanın en mal insanısın bakışı, sol elim de belimde" duruşu


Yani EX'in kartıyla harcamayı yapsaydım.
EX Kart Puan= 200
SPA(süper bekar anne) harcaması = 300
EX Kart harcaması = 100
SPA'nın EX'e borcu = 300

Çıktık.

Oğlumu anneannesine bıraktım. Kardeşimle aldığım dolabı 4 saatte kurduk.

Sonra olayı anlattım. İyi gün sigarası yaktık, kahvenin yanına.


19 Şubat 2015 Perşembe

Once Upon A Time-yeni bir diziye sarmak...

Ex ile seyrederdik , haftasonu koltuktan kalkmadan, lost, dr.house, dexter falan...
Boşanma döneminde "adını feriha koydum" a sapık sarmıştım. O  da son dizim olmuştu.

Bir arkadaşım , hala devam ediyor, yeni bir diziye başlamış, onun heyecanıyla saçlarını dizi karakteri gibi yaptırmış. Dedim "ben uzun süredir dizi seyretmiyorum.Ne tavsiye edersin?"

"çok şanslısın , senin yerinde olmayı çok isterdim. Once upon a time izle."







Dizi Pamuk prenses ve prens kavuşup evlendiği anda başlıyor.
İzlemeye başladım , yanıma oğlum geldi, bu ne dedi. Anlattım .
Ben de izlicem dedi.

Yok falan diyecektim, ama büyücü çok ilgisini çekti, hadi gel dedim. Yanyana uzandık, Ipadi makul bir uzaklığa koyduk. Büyücünün ne kadar iyi bir oyuncu olduğundan bahsetti.




Rumpelstiltskin : "every magic comes with a price"


Çok keyif aldık. Korktuk, çok şaşırdık

Hakkaten Rumpel'ın dediği gibi  "every magic comes with a price"

Bugünlere gelmemi sağlayan, yapımda ve yayında emeği geçen herkese teşekkürler!

15 Şubat 2015 Pazar

İyi ki oğlum var

Kadın cinayetleri, tecavüzleri, tacizleri, işkenceleri ile ilgili haberleri okudukça bunu dedim. İyi ki oğlum var.
Bu sapıklardan  kurtulabilecek bir cinsten olduğundan değil , sadece ileride bir kadına nasıl davranacağını öğretebiliyor olduğumdan. Şimdiki kız çocuklarını, ilerideki genç kadınlara zarif bir şekilde davranabilecek bir erkek çocuğu yetiştirmeye çalışıyorum elimden geldiğince.
Oğlumun uzman olduğu konsol oyunlarında birlikte oynarken, eş zamanlı onun kadar iyi oynayamadığım için beni sakince bekliyor mesela, köprünün öbür tarafında. "kızları beklemek lazım gitmeyeyim diyor." Aynı şeyi babasına da söylüyor, "sen annemi beklemediğin için sana bye bye demiştir" diyor.
Erkek arkadaşları ile oyuncaklarını paylaşmakta zorluk yaşarken, kızlara oyuncaklarının detaylarını anlatarak paylaşıyor.
Kızların prenses olmayanlarını seviyor, şımarık olmayanlarını, bağırmadan konuşanları , nazik olanlarını..
Markete gittiğimizde poşetleri mutlaka taşıyor, abartıp hepsini taşımaya çalışıyor. "ben taşırım , ben taşırım" diyor.
Saçımı kuruturken yardım ediyor, arkalarını kurutamıyorum diye.
İyi ki oğlum var.

12 Şubat 2015 Perşembe

Okul

1. dönem sınıf annesiydim ,çalışmıyorken ,  artık değilim.

Hikaye kitabı aldırdı öğretmenleri , parasını vermeyi unutmuşum.

Sınıf annesi olup annelerin de annesi olabilecek bir anne (o da bir bekar anne) , Ex'i aramış. Şu kadar ödemedi Süperbekaranne diye.

Ex aradı. Şaşkın biraz,
"ya kadın beni aradı, kitap falan mı alınmış ne dedi..Parasını istiyor. Yanlış anlama parası için aramıyorum da , kadın seni neden aramadı, sorun mu var?" dedi

Boşandığımızdan beri en medeni cümlesini kurdu.

"Ben de bi şaşırdım. Lakin çalışmazken, okul çıkışında iki laklak ederdik. Ama bilemedim tabi. Neden aramadı beni, yani benim bildiğim bir sorun yok ".dedim

"iyi o zaman ben yarın, parayı oğlanı okula bırakırken veririm dedi.

Yok dedim yarın okula gitmiyor ;

hafta sonu

Para yaşamak içindir. 

Ama bir günde maaşı sermesem de olurdu elbet. 

Buzdevri gösterisi vardı hafta sonu. Bietix'ten bilet alacaktım ..Aman ya dedim , şimdi kim gidecek oraya. Unuttum gitti o hafta.  Gösteri saatinden 3 saat önce oğlana sordum ..Hadi dedi. Gittik. Lakin bilet falan yok, ya yer kalmadıysa diyorum kendi kendime..Çünkü biletixten de abuk sabuk yerler vardı.  
Bin kişiye sorarak bulduk yeri. Nihayet gişedeyiz. Salonun en önünde 2 kişilik, en arkada 3 kişilik yer var, başka yok. Sar bakalım en önden iki adet ...300 küsür TL..
Girdik yerleştik. Yanımızda Özlem Yıldız'ın ex kocası ve oğlu...Diğer yanımızda başka birileri-adlarını bilmiyorum ama aşinayım..
Seyrettik, amaan pek güzelmiş...Ara oldu 20 dakika.. Oğlanın patlamış mısır aşermesi başladı. Aldık. 
2. yarı da şahaneydi. Çıktık. Yemek yenecek elbet. Yedik. Sonra bir dükkana girdik oğlanla....şeker dükkanı gibi gitar satıyorlar. Koskocaman duvar, rengarenk , boyboy gitarlarla dolu. 
Oğlan tutturdu. "Elektro gitar istiyorum" 

-Ders almayı kabul edersen alırım. 
-Hayır. Özgürce çalıcam
-Olmaz. Olur ama önce öğrenmen gerek.
-O zaman sen öğret.
-Ben bilmiyorum.
-Googledan öğren , bana öğret.
-Tamam. 

Bir adet elektrogitar , bir adet amfi ..

Eve geldik. 

Dediği gibi google dan dersler bulduk. 

Her gün gitar çalışıyoruz. Yarım saat ders , 2 saat özgür  takılıyor. Şaka maka elektrogitar çalmayı öğreniyorum. 

8 Şubat 2015 Pazar

kıskançlık

Bu ara oğlumla acayip gezdik, kazandığım paranın hepsini harcadık. 15 gün yarıyıl tatilini hakkıyla yaşasın istedim. İstanbul'dan çıkamadık ama ne var ne yok katılmaya çalıştık.

Ex ise iş yerinden oğluyla ilgilinmek için izin aldı bir kaç gün. Ve çocuğu, evin içinde konsol oyunlarını oynayarak geçirdi, normal bir haftasonunda yaptıkları gibi. Ne bir eksik ne bir fazla..

Cumartesi günü çok gezdik yine sabat 11:00 de çıktık akşam 21:00 de geldik eve. yeni bir şeyler aldık ona aldıklarımızın gururunu , şımarıklığını yaşarken dedi ki;

-babam görse kıskanır

-Neden öyle dedin ki

-Kıskanıyor işte...

-Sanmıyorum..

-Sen bilmiyosun. Sen kıskanç değilsin..


Ertesi gün babasına gitti. Babasına da söylemiş, kıskanıyorsun diye. "yok canım" diye cevap vermiş.

Bu ara çok şeyi içinde yaşıyor yine.. Anlatacak gibi oluyor, vazgeçiyor...

6 Şubat 2015 Cuma

WorkShop - bi git!

Şimdi bir kaç ay işsiz kaldın ya .. İnsansın elbet, canın değişik birşeyler yapmak istiyor. Çalışırken bakmaya fırsatın bile olmayan organizasyonlardan haberdar oluyorsun.  Günü birlik kurslar, 2 saatlik hap işler. İnsan istiyor hakkaten , yeni bir kapı açılsın, bir kafam dağılsın...

Arıyorsun buna gideyim diye, teldeki tatliş kız diyor ki sana 100-300 TL ..bilmem ne...falan..

"Saol" diyorsun , "az daha bakayım"

Bu konuyu işsizken yazmadım ki , naobjektifsin dedim kendime. Şimdi ....

Ya bir havuza kaydolursun, bir yere seyahat edersin, ne biliym istanbul da helikopter gezisi falan yaparsın. Ama yok, teldeki tatliş diyorki "ikramlarımız bedava" ikram: kavanozda cheesecake, çay-kahve...  Üsküdardan 7 TL'ye alacağın sukulent kaktüsü, alengirli bir saksıya koyup, bir iki süsle bahçe haline getirme işine 100-300 para vermek (TL) ne demek arkadaşım.

Tatlişle teli kapatınca bir durdum, lan dedim "hayat ne pahalı"... Sonra gittim pazara , aldım birkaç kaktüs, hepsini büyükçe bir saksıya kafama göre dizdim. Oğlumun küçük buz devri oyuncaklarını da arasına koydum... Ohh dedim. "hayat ne ucuz"

Sonra defter atölyesi vardı...Bazılarında da atölye diyorlar workshop yerine...O da benzer fiyatlarmış başka taliş söyledi telde. Tamam bacım dedim.. Kapattım. Sonra internette defter nasıl yapılır falan diye araştırdım bilmem ne, cıncığına kadar buldum. Gidip malzemeleri alıcam. Sonra dedim ki , "ya manyak mısın , defterden bol ne var evde? Amacın ne şuursuz...Kahve koy ..."


Neyse şimdi çalışayım..

2 Şubat 2015 Pazartesi

Boşan-ma...

Türkçe çok tuhaf...boşan emirken, olumsuz ek koyunca isim oluyor. 

Ne yaparsan yap aslında da... Neyse...

Evli kadınlar , bir aradayken bir kaç tur koca dedikodusu döndürürler , ay onu dedi, bunu yapmadı, şundan bundan , falan filan, ailesi , vs...vs...

Şimdi sen boşanma aşamasına gelince bu muhabbet yön değiştiriyor. Müstakbel Ex'ine sen saydırırken , onlar da saydırıyor. 

Sen dikenli mi dikenli bir yoldan değil tünelden geçiyorsun ve kucağında çocuğunu taşıyorsun . Bu arada dedikodu yaptığın arkadaşların , senin yaşadıklarını tünel duraklarında , kafasını uzatarak görüyor, hissediyor, üzülüyor, belki de acıyor sana. Gel zaman git zaman sen dikenli tünel yolculuğunu tamamlıyorsun. Gökkuşağına erişip , sonsuz vadiye kuruluyorsun çocuğunla...

Sonra senin yeni konumun , artık "koca muhabbeti etmekten mahrumiyet bölgesi" diye geçiyor
Sonra bir gün yanlışlıkla , çok fazla dolmuş bir arkadaşın kocasıyla derdini anlatıyor, anlattığı gibi binpişman elbet...

Diyebiliyorsun ki ; boşan.

Çünkü sana defalarca destek olmuştur , Ex'i değerlendirmiştir.

Diyor ; Sen neler yaşadın , kolay mı? Benim çocuk etkilenir.

------------------

O yüzden sevgili bekar anne adayı , kararlarını kendin al. Etkilenme. 

"Bekara, karı boşamak kolay" 
                          "Evliye , evli boşatmak kolay"

Evliliğe devam da etsen, boşanmak için tüm şartları sağlasan da, her türlü evde, 4 duvar arasında kendinle başbaşa kalacak olan sensin. Ben kimseden etkilenmedim bu süreçte  , sağolsun Ex boşanma ile ilgili şartların tümünü sağladı, altını da 8 kez çizdirdi, yanına da 23 tane tik attırdı. Arafta bıraktırmadı.  
Ama düşündüm de yukarıda ki sohbetten sonra, toz tanesi kadar şüphen olsa, yüreği bir burkulur kadının. 
Kimseden etkilenme. Konuşmak iyidir zırvalarına hiç kanma. Sen anlatırken bil ki , dinleyen empatiyi kendi için yapıyordur. 

Öperim.