8 Şubat 2014 Cumartesi

Bekar anne ve Sarımsak

Vampirleri uzaklaştırır sarımsak.
        40'ı çıkmamış bebeklerin başucuna konur.
                      Gece, sarımsak evden dışarı verilmez.
Ne alaka di mi bekar anne ve sarımsak?!

Çalışan bir kadının akşam eve gelince sağlıklı yemek yapabilmek için buzdolabının  no-frostuna attığı yarım kiloyu aşan gramajlarda, geçen hafta sonu ayıkladığı sarımsaklar olsun. Aslında itiraf etmek gerekirse, sağlıklı olduğundan değilde kocasının talebi için... İki kat giydiği naylon eldivenlerle, akşam film seyrederken ... Çocuğu uyuttuktan, mutfağı topladıktan sonra gerçekten içini bayan kokuyla, camı açıp, filmde, ayıklama prosesi de bitse de duşa girsem dilekleriyle...
Latince adı Allium Sativum olan pek şahsına münasır bir bitkiyle film seyrediyorsun..

Bekar bir anne olmaya ilk karar verdiğin anda kafandan eşyalarını toplamaya başlamışsındır. Derin nefes alıp düşünmeye çalıştıktan sonra o ilk çantaya çocuğun albümleri, üst çekmecendeki zımbırtılar,  kimliklerin, babaannenden kalan saati koyarsın , ve düşünürsün ilk anda unuttuğun, almamaktan pişman olacağın ne olacak diye? 
Sarımsaktır o! 

Sarımsak o ilk çantanın en üstüne konur.

                              Sarımsak o ilk çantanın baştacıdır. Şanıyla yerleşir zirveye gururla..

               Sarımsak, son emeğinin teslim edilmemesidir.

 Ve seni kavga etmek dışında aramayan, "ya sarımsak vardı nerede?" demek için arayacak ya, işte o zaman, o ilk çantaya, kraliçeliğe atadığın sarımsakla ne kadaannn doğru bir  karar vermiş olduğunu  göreceksin.

4 yorum:

  1. herkes affetsin niyetim kırıcı olmak veya ortalığı karıştırmak değil.
    lakin şu yazıların altına gülen, ay çok komikmiş tarzı yorum atan kadınları hiç mi hiç anlamıyorum.
    bu blogu her okuduğunda içi burulup ağlamaklı olan bir ben miyim yahu. gülemiyorum başkasının çektiği zulme.
    aynı şeyleri de yaşamadım, bekar anne çocuğu da değilim, hiç evlenmedim. ama çok üzülüyorum yazarın haline, kendi başıma gelmiş gibi.

    çok güçlü bir insan olduğuna da eminim bunu yazan kişinin, ama insanlara bilhassa hepsi bir dul adayı olan biz kadınlara bunların komik gelmesini anlamıyorum.

    kusura bakmayın, günlerdir tüm blogu okudum gülenleri gördükçe şiştim. yazmasam olmayacaktı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Adsız,
      Hassasiyetin için çok teşekkür ederim. Tüm yazdıklarımı , ağlayarak ya da ağlamamaya çalışarak yaşadım. Ve fakat tebessüm ederek yazıyorum. Çok güçlü müyüm bilmiyorum ama fena değilmişim sanırım. Boşanmak hayatın sonu değil, farklı zorlukları içeren daha sana ait bir hayatın başlangıcı. Erkeklerin basit taraflarına gülüyoruz sanırım. İçini ferah tut lütfen.
      Sevgilerimle,

      Sil