19 Ocak 2015 Pazartesi

Ana-oğul

En büyük zevkimiz arabaya binip, istanbul'a kısa mesafelere günübirlik yolculuk yapmak.

Hafta sonu yine yaptık ;

Sabah erken kalktık. Giyindik. Fırından sıcak çıkan poğaça, simit, keklerden aldık, bir de meyve suyu. Yolda müzik açtık. Arabada giderken kahvaltımızı döke saça yaptık. Geldik bir orman kenarına. Yanımızda top, sünger fırlatan tabancalardan var.  Aldık tabancaları, oyun oynadık. yanımıza gelen köpeklere poğaça verdik. Oturduk , sohbet ettik. Güldük.

Bu arada elimde bir kütük parçasıyla geziyorum. Ormanın içine de pek gitmeyelim diyorum. Bu arada tel. çekmiyor, arayanlar ulaşamıyor. Ben de hafif tırsıyorum ama çok zevk alıyoruz. Oğlumu kıyıdan kenardan yürümeye ikna ediyorum, yine zevk alıyoruz. Ama bir yandan da gözüm yerdeki diğer kütüklerde. Elimdeki sopayı bırakıyor , daha uzun olanını alıyorum sürekli ...

Fotoğraf falan da çekmiyoruz. Öylece eğleniyoruz.

Çişi geliyor. İlk defa dışarıda çiş yapıyor, hem üşüyor, hem gülüyor...

Yarış yapıyoruz, o kazanıyor tabi ki...

Arabaya biniyoruz

"Anne" diyor. "Ben çok seviyorum senle böyle gezmeyi, daha çok yapalım" diyor.

"Yapalım bebeğim." diyorum.

Eve gidiyoruz, banyo, yemek , kitap faslından sonra çok erken uyuyor. Ben de acayip keyif yapıyorum.

Babası arıyor, konuşmak istiyor, uyuyo diyorum, hayır hasta değil...Çok gezdik bugün yorgun....

"Oralara gidilir mi tek başına" diyor, "beni de çağırsaydınız ya..."

Seni de çağırsaydık ya...nasıl düşünemedik...

4 yorum:

  1. en hakiki adsız20 Ocak 2015 02:03

    ahahaha. sonu bomba olmuş :)
    daha nice güzel gezmelerinize :)

    YanıtlaSil
  2. çok ayıp ama süpermeni çağırmamışsınız..!!

    YanıtlaSil
  3. "Gölge etme, başka ihsan istemem senden" şeklinde bir şarkı sözü vardı, bildiniz mi kuzum?
    :)

    YanıtlaSil
  4. ah onlardaki bu zeka kırıntıları.. nasıl da akıl edilemeyeni buluveriyorlar..

    YanıtlaSil