Bazen bir arkadaşın oluyor , ona herşeyi anlatıyorsun , seni anladı sanıyorsun, her söylediğine kafasını sallıyor, anlattıkça anlatıyorsun anlattıkça anlatıyorsun.
Sana verdikleri ilk tepki şunlar gibi ;
"bi daha denesen"
"ay ben katil olurum valla"
"ayy ne şanssızsın yaaa"
"belliydi ya zaten onun öyle bir tip olduğu"
"nasıl anlamadın ama sen ya"
"ben olsam donuna kadar alırım"
Sense vazgeçmiyorsun anlatmaktan. Ama bu ve benzer cevapları aldıkça sönüyorsun, kısaltıyorsun, değiştiriyorsun , yorum yapamayacak, cevap veremeyecekleri hale sokuyorsun.
Birgün yeni bir arkadaşın seni dışarı çıkarıyor, küçük bir balıkçıya gidiyorsunuz. Arkadaşın sana evli bir adamla olan ilişkisini anlatıyor. Ayrıldığını. Rakı içiyorsunuz. Birbirinizi yargılamadan anlatıyorsunuz. Diğer kadını anlıyorsun. Hak veriyorsun. Sana binlerce yalan söylemiş olan eski dostunun, eski olacak olan kocanın, diğer kadına söylemiş olabileceğini anlıyorsun. Susuyorsun. İçiyorsun.
O masadan kalktıktan sonra rahatlıyorsun.
Hayat güzel , Moda'da gece yürümek ne güzel.
Zaten sen 2432423 kelime ile bir olayı anlattıktan sonra dört kelime ile sen çok sabırlı birisin diyenleri pıçaklayasım geliyo ama yaşım genç hapse girmek istemiyorum henüz, biraz daha zamanım var :D
YanıtlaSilbi de "aman boşver" diyen var... o en beteri.
Silne pıcağı ya...salla gitsin. yaşa hayatını.
moda kısmı güzeldi. :)
YanıtlaSilinsanlardan uzak durcan raat etcen :)
:) aynen
SilBazen hiç hatmin etmediğimiz kişiler merhem oluverir yaralarımıza. Nasrettin Hoca'nın daldan düşünce doktoru değil daha önce daldan düşeni getirin demesi işe yaramaz bazen,düşüreni dinlemek gerekir. Zehrin antidotunun zehir olması da işte bu nedenledir.
YanıtlaSilçok beğendim yorumunu penguş
Silbenim bir arkadaşım var, sen ne istiyorsan öyle yapalım, kararın ne olursa öyle destekliycem seni diyor, bu hayatta iyi ki oğlum ve o var
YanıtlaSilArkadaşlar çok önemli...Ama kararının arkasında tamamen tüm sorumlulukla duracak kişi sensin. Kararın ne olursa olsun..
Sil